Sana Bir Şey İtiraf Edeyim mi Gülüm
Her gece evimizin penceresinden,
karşı evdeki, senin odanın ışıklarına bakıyorum,
kimi zaman, somyanın üzerine uzanıyorum,
kimi zaman anneme çaktırmadan,
zula'dan çıkardığım maltepe sigarasını içiyorum,
herhangi bir dışarıdan odama fiili bir saldırı olursa,
dumanın kokusunu babamın üzerine yıkıyorum...
Kimi zaman teybime Gülden Karaböcek,
kimi zaman da Bülent Ersoy'un
kasetini koyup,
hislerime tercüman ediyorum.
İşin en güzel tarafı,
onlara sus deyince stop düğmesine basıyorum,
konuşmuyorlar,
play tuşuna basıyorum avazı çıktığı kadar bağırıyorlar,
ne kadar çok bağırırlarsa,
biliyorlarki sen o kadar hızlı dönüp,
bana ve benim odanın ışıklarına bakacaksın..!
Bazen;
Seni görebilmek için,
hiç kıpırdamadan,
saatlerce aynı noktaya bakmaktan,
her tarafım uyuşuyor,
yazdığım mektubun cevabını geç yazdığından dolayı,
birde Bakkalın oğlu çitlembik Sedat'a yakalandığımızdan beri,
taşın altına koyduğumuz mektupların yerini değiştirip,
çitlembik, bize şantaj yapmasın diye ,
artık;
Nejla teyzegilin hurdaya ayırdıkları arabanın torpido gözüne koyuyorum,
sen benim ora da birşey olmaz dediğime bakma korkudan,
eve varıncaya kadar altıma ediyorum...
Mektubumda da yazdım ya Gülüm...
Şimdi,
Bak;
Ben öyle apartman çocukları gibi sevgilim, bitanem, canımın içi,
gibi allengirli lafları beceremem bilirsin,
hem öyle birşey dediğimi Arap Rıza ve tayfası duysalar,
beni kahve de madara ederler şerefsiz Muzo ile beraber...
İnan bana daha aynı gün o akşam;
Tavla oynarlarken çaycıya bana gıcıklık olsun diye bidene/m çay ver dedilermi,
çekip façasını almam gerekir,
biliyorsun delikanlılığın raconu,
masa dan adamı kaldırmadan falçatayla çizeceksin,
yoksa hep beraber senin kestaneni çizerler,
üzerine de şekersiz mırra içerler....
Neyse uzatmadan;
Dün seni Gancık kızanın yanında,
elinde dondurma külahı ile birlikte,
dere yolunda yan yana yürürken görmüşler,
hemde dondurmanın üzerinde Antep fıstığı da varmış...!
Ha....!
bunu nerden mi biliyorum,
Ayakkabı boyacısı fırıldak Neco'nun bacısı gıvırcık dürdoş,
bizim tayfalara, çarşaf çarşaf,
birinci haber olarak bana ulaşması için acele ulak postalamış...
Şimdi ben;
Bu benim odanın yanındaki balkondan ışığı iki kez yakıp söndürünce,
kafayı iki tek alıp döndürünce,
şu senin yanındaki gancık kızanı öldürünce,
elalemi bana ve bize güldürünce rahatmı edeceksin diye,
söylenirken....
Sen bana küsüp bu gancık kızan ile evleneksin öylemi ?
Yani sen şimdi bu apartman çocuğu olan gancık kızanla izdivaç yapıp,
babasından ona kalan üç beş kuruşa tav olup,
beni ve mahalleyi hiçe sayıp,
Alamanlara gideceksin öylemi ?
Diye sana sormamın üzerinden otuz küsür yıl geçmiş..!
Sen yıllar önce benim yerime Gancık Kızanı seçmiş olsanda ben,
yine elimde;
Maltepe sigaram,
odada perdenin arkasında kat karşılığı verdiğiniz ,
evinizin odasında seni görmeye çalışıyorum,
sana ve bize dair izler bulup,
aynı şarkıcılar ve şarkılar eşliğinde,
Kahvehaneye madara olduğumuzdan,
Ki;
yıllar varki eski mekanımıza gitmediğimizden,
eski bakkalın, yeni sahibi, eski çırağa görünmeden,
yaz tatilimi baba ocağında çocuklarımla beraber geçiriyorum...
Buraya neden geliyorum bende anlıyamıyorum diyormuşsun !
Sana bir şey itiraf edeyim mi Gülüm...!
Bilirsin ben Allengirli lafları oldum olası sevmem!
Üç kuruşa satılsak ta,
galiba;
hala ben seni için, için,
sızım sızım sızlayarak,
odamda oturmaktan sol tarafım felç olmuş bir şekilde seni,
ve;
silüetini görebilmek için saatlerce kimselere bir şey demeden,
play tuşuna basıp,
sensiz yaşamaya alışacağım şarkısını,
bizim için içim,
içim eriyerek sessizce dinliyorum...
Peki ya sen apartman çocuğu peki ya sen ?
çobandan sevgilerle....
:/ Tebrikler
Yaşanmışlıklardan bir izdüşüm... Biraz hüzün vardı, biraz gözyaşı ama en çok da sevgi vardı dost, aşka dair izleri hiç silinmeyen hatıralar... Tebriklerim sonsuz tşkler emeğinize saygılar...👍👍👍👑
Çok beğendim şiirin doğallığını ve duruluğunu.Kutluyorum sevgi dolu yüreğinizi.
Uzun olmuş, biraz hüzün oturmuş dizelere, güzel bir şiir çıkmış ortaya kutladım İlyas selamlar sevgiler...👍👍👍👍
yıllar varki eski mekanımıza gitmediğimizden, eski bakkalın, yeni sahibi, eski çırağa görünmeden, yaz tatilimi baba ocağında çocuklarımla beraber geçiriyorum... Buraya neden geliyorum bende anlıyamıyorum diyormuşsun !
çoban şehirden sılay hiçret etmiş etmiş ama derlerinide deşelemiş sıla çaobanın. mazini tozlu raflarında uzun bir yolculuğa çıktık hep birliklte.
hayatın ta kendisiydi bu şiir .
derinden bir of çektim ve üç kuruşa satılan yüreklere sabır diledim.
kutlarım dost kalem hürmetler.