Sar Beni
Çok oldu görmeyeli yüzündeki baharı
Gazeline sarılıp yaşıyorum sevdiğim
Bedenimi bin kere yaktı firakın harı
Çölleri yüreğimde taşıyorum sevdiğim
Yolları ilmek ilmek ördüm saçların gibi
Kavuşmak bir uçurum gözle görünmez dibi
Göğe çıkan dağların benim sanki sahibi
Yağmur çamur demeden aşıyorum sevdiğim
Anlatsam kainata aşkın sığmaz ki dile
Gam çeker efkarımdan kadim aşıklar bile
Bana yastık yorgandır adınla gelen çile
Hicranın ateşinde pişiyorum sevdiğim
Hülyalarla ahbabım seraplarla yoldaşım
Bazen ahlat ağacı, viranede bir taşım
Yetim kalmış bir devin gözlerindeki yaşım
Hıçkırdıkça hasreti düşüyorum sevdiğim
Aşk dediğin gönülde deva bulunmaz acı
Namı diyar diyardır ne tahtı var ne tacı
Sen ömrümün sahibi sen derdimin ilacı
Sar beni ne olursun üşüyorum sevdiğim
Hala eski bir aşka aglayan biri varsa size dair,sanirim en guzeli yarabandi olmamak adina ondan uzak durmaktir:)Olacaksan yara olacaksin cok can yakmayanindan,aşk olacaksin gecmisin ve gelecegin sirlarinda kaybolmayan,uçurum uçurum gozlerine bakip yok olanindan ...Velhasıl yaraya merhem olmak cok buyuk bir sacmaliktir.Bitenin ardindan hala aglamaksa ahmaklik.Ask saplantiya donustugu an kisiye duyulan ask bitmis,aşka ve aciya duyulan ask baslamis demektir.Ruhlari ozgur birakmak gerek. *direnruh :)
Bugünlerde güzel bir Karadeniz türküsü var onu anımsattı şiir ve bir kuble mırıldanıp şiire daldım.
Eski yaraların kabuk bağlamıyor olmasının kanıtıydı şiir. İncir ağacın(dan)a dökülen bir yanı esrik, bir yanı pür dikkat yar kesilen bir ahvali buldum...
Ardı arkası gelmedi şiirin.Oldukça başarılı örülmüş dizeler ve berrak bir anlatım mevcuttu.
Tebrik, takdir ve gıptamı sunuyor, bu firak ateşinin vuslatı erteleyen her cürmü yakmasını diliyorum...