Şarap Dudaklı Kadın
Bir yağmurun izi parmaklarımıza kalan
Kayıp bir mevsimin ardından
Şehirler öldürdüm
Sönecek/ti elbette yangın
Vurunca bulut
Körfezin bağrına
Ve
Sen gelince bahar
Ne çok acılar gördük
Yetimin bayramı kadar derin
Gece çobanı kadar ıssız
Göklere şarkılar söyledik
Korkumuzdan
Nüzul indi bazen bağıramadık
Taş döşekli mağarada
Vav gibi kıvrıldık
Oynatamadık başımızı gözümüze takılmasın diye çirkef
Yumduk gözlerimizi
Sen bilemedin
Ela bakardım oysa hayata
Sağır değildim böyle,sağır ettim
Fahişe nidalarına
Tıkamamışken kulaklarımı
Sen
Şarap dudaklı kadın
Başka doğdun sabaha
Yedi tepeye, yedi defa
Çimen gözlü motifler iliştirdin gergefe
Yokluğu resimlerken ben
Boş bir tuvalin içi doldurdum
Kanaviçe desenleriyle
Parmaklarımdan damladı iğne batımı acılar
Oysa hiçbir acı o kadar büyük değil
Böğründen çıkarırken hançeri
Kancık yumruğuna bulaşırken kan
Budala zamanları
Koyarken boş çuvala
Bir kocaman taş
Ve baş
Aklı toplayıp
Sığırcıklarla zeytin ağaçlarında
Toprak terletmeye başladık
Mevsim bulup boşlukta...
?'sanadır can
... feda
bırak ki kanasın ''