Şarap Tadında

Buradayım
Sen gittikten sonra burada kaldım
Bu şehirde
Bu yalnızlıkta
Peşinden gelmeye çalışırken çiğnenen sesimin derinlerinde gizlendim
Toz, toprak oldu üstüm başım
Uykusuz gecelerimin sonunda karşıladım
Gelmeyen sabahları beklerken buldum kendimi
Sen ise güneşten daha zordun
Senin gelmediğin yerde bekliyorum gelmeni
Sanki gelecekmişsin gibi
İnandırıyorum kendimi


Yatıralım yalnızlığı
Beklerken elimizin kolumuzun bağlı olduğu gibi bağlayalım
Ellerinden
Eksi bilmem kaç derece soğukta
Donduralım zamanı
Zaman dursun donduğu yerden

Gelseydin gecenin bir yarısı
Keserdik geceyi tam ortasından
Keserdik bu şiiri
Şiir kana bulanırdı
Gece şaraba
Biz kırmızıya

Çok tozlu raflarda sakladığım eskimiş ve yarım şiirlerimi
Dizerdim kaldırım taşlarının üzerine
Soğuk ortasında
Yağmur başlamadan
Karanlık biterken

Keserdim yarım şiirleri yaralandığı yerden
Şiirler kesildikçe şah damarımızdan kanardık
Şiirler yarımlaştıkça sessizleşirdik
Çığlıklarımızın çiğnendiği kaldırımlarda

Buradayım
Olmadığın yerde
Günü aydıracak bir gülümseme bekliyorum
Gidişleri bir bavula sığdırmaya çalıştığımdan beri gidemiyorum
Bavulum çok ağır geliyor
Taşıyamıyorum gitmeleri

Ezik ezgilerin kırılgan sesi geliyor kulağıma
Dinlerken eziliyorum
Dinlemezsem kırılıyorum

Yalnızlığın yollara dizdiği kalabalıklar gibiyiz her birimiz
Köşe başlarında bir neden bekleriz gitmek için
Nedensiz gideriz
Gitmelere neden oluruz bazen
Gittikçe güçleşir
Gittikçe göçleşiriz
Kaldığımızda ise yerli olamayız
Gönlümüz başka yerde göçte iken
Biz kendimize bile yabancıyız

Buradayım işte
Hemen şu kırık şişelerin yanında
Kahırların boncuk gibi dizildiği
Sokak lambalarının da aydınlatamadığı sokaktayım
Yıldızların kaybolduğu göklerde
Ayın unutulduğu
Günlerin çuvala girdiği şehirdeyim

Yarım şiirler besliyorum artık göğüs kafesimde
Çığlık büyütüyorum içimde
Sana seslenemeyen
Bir kaos içinden doğuyorum her sabah yeniden
Bir karanlıkta kayboluyorum her gece
Beni bıraktığın evin penceresinde

Kalbinin anahtarını bırakmayı unutmuşsun ama
Korkulukların oradaki saksının altına
Yerlere paspas olan, yitip giden gururumuzun altına da baktım
Giderken cebinde unutmuşsun
Ben yine sokakta kaldım
Toz, toprak içinde
Sesimi nefesim yuttu, sessizim

Her gün bu çığlıksızlıkta yeni benler doğuruyorum içimden
Hiç birisi bana benzemeyen
Ama dünyadaki boşluğu dolduracak kadar yerimi alan
Ben yerimi bilemeyen
Gidecek yer bulamayan şehrin kayıp sokaklarıyım
Bu kayıplıkta yine kaybedemiyorum kendimi
Kaybolsam çünkü biliyorum;
Elimdeki bavul ağır geldiği için unutacağım
Ve ayaklarım istem dışı götürecek beni sana

Sen şimdi oradasın
Ben sesimin yetmeyeceği kadar uzakta, burada
İşte tam şurada
Şiirlerin şah damarını kestiğim yerde
Kanadığımız sokaklarda
Gözyaşlarımızdan tutunduğumuz akşamda

Sen uyanacaksın şimdi sabaha karşı beşte
Dudağının kıvrımında bir ıslaklık
Ağzında buruk bir tat
Geceden kalma ekşi kırmızı
Yüreğimi bıraktım sana şarap tadında
Adım adında



Altı Kasım İki Bin On İki 20 00

07 Kasım 2012 203 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    şiirlerinizi büyük bir keyifle okuyorum. ellerinize ve yüreğinize sağlık...