Sartık Kalem
beni bensiz bıraktığın günün sabahındaydı
solundaki melek kadını çiz dedi
şüphesiz yabancı değildi bana
aslında çizendi
çizdi 'adam' oldu
kimse darılmasın bana
kalem artık bende özgürüm
-sartık kalem -
kendimi doya doya çizeceğim
Tanrı düzeltmeleri en son saçlarda yapar
kadınlar ederi iyi bilir
dünya hali tel tel dertler bağlanır
darmadağın volkan kızılı saçlarım
kibrit yansa ığıl ığıl kendimce
yaksak da geçsek kaderi
kirli sayfalar kapansa ardınca
git demesi de ne zor
kapıdan giren buz gibi
ayrılık rüzgarı ise
poşetlendikçe kafaları
kadınların dudakları küçülür
endişeler büyür
kaldırmayan örtülen örtüleri
masaya ömrünü dizdim
bardağa boşalttım endişelerimi
almadı
düzelttim kırışığını ağırlaştı masa
ayrılığa en çok ayrılanlar ağlar
ağlarsa da gerisi yalan ağlar
yüzümde suallerin listesi
hiçbir şeyi cevaplamadım
ve bütün cevapları cebinde unutuldu bir valizin
ki zaten o adam hiç gelmedi
kaç adamı boğar ki tükürüğüm
kaç defa kırılır
bereketli parçacık olurda
kursağımdan akar da doyurur
kabuk tutmuş bir aşk yarası
hani huzur
tanımadığımız cennetlerde
kusur
her gün hepimizin yaptığında
demek ki bende insanım
serçe ayağı dokunuşları gibi
kaybolma ile olma arası
göğsümün kafesini yırtan bir yıldız sen
sanma ki bir tek kalpler kırılır avuçlarımda
ve ben
kaç ayrılığın sonrasında kendini
beyaz sayfalarda tekrar temize çeken