Savaş

savaş anlatamadığım çünkü anlayamadığım
tersine gittiğim düzünü sadece izlediğim
düzensizlikte
savaş sayılarda hazinelerde petrolde
saygınlık aşağılık ile çarpılırsa
makinenin pili biter ya
kullanılan canların çektiği eziyet dışlanmışlık
ve kuzular artık değnekçiye emanettir
kurtlar ortaya çıkar sonra
böylece hesapsız bir ovada başlar savaş ta
pil bitse de şarj edilebiliniyormuş dünya

kuzu melodisi
mee
gürültüden öte gitmeyen
bırak beni yalnızlığımda ölmek istiyorum
melankolisi sarmışken huzursuzluk içindeki canları
bin bir gecesi bitmeyen bir masaldır artık yaşanılan
sömürü var iken birde
etinden sütünden arından namusundan ve hasiyetinden
elbette ki pazarlık bitmeyecektir
ve bu alış verişte en önemli kural intihar edilemezdir

takıntılarını prensipleştirip
kral sofrasında doymayı unutmak isteyenlerdir
gözleri kör olmayacak gibi nimetleri parayla kirletenler
saltanatın adını zevk koyup
kin ve nefretin tohumlarıyla bahçeleri kurutanlardır
yaşamları
yaşayanları yangına sürükleyenlerdir
atanlar bu savaş çığlıklarını

savaş
gücünü kaybettirdiklerinde arayan
kolay ile zoru
inişten sonra yokuş gelir
sonucunda bağlayan
ayakkabılarının ipini bağlamaktan aciz
dünyayı acımasızlıkla dengesizliklerine
gemiyi ise koydan bırakmamacasına karaya bağlayan
rüzgar tanımaz haramzadelerin işidir

bu savaş
sadece bedenler sevişir diyenlerindir
kan ile coşmak adabın aynı sayfasında onlara göre
varlıkta değil mi ki her sayfada
sevgi defterini yakmak yok etmek isteyenler
ve özgürlüğe inançlı nefesleri kurutmak amacı güdenlerindir

eyy savaş çığırtkanı
tamam inanırım belki yaşarken aşkı tatmadın sen
ama sınav inanca dayalı iken
nice dağlar arsasında körpecik kalmışsın sen




kalmayan nefeste hatırlanmayacaktır soğuk
su hatırlanmayacaktır boğulmak üzereyken
evrende dünyalar bu kadar çok iken
dünyada daha doğmamış bir sonsuzluk var
sonsuza eşit olmak nedir
ne bilirsin sen
mantıksızlığın arenasında milyarlarca tanesini parçalamışken

kan revan gözyaşı olmayacak bu savaşta
onur gurur atalet ismi anılmayacak
düşmanını tanımayacaksın ey asker
bileklerin gücü değil parmakların insafsızlığına gebe artık şahadet


perdenin arkasını kimse görmüyor
isteyenlerde istemeyenlerde
olmaması gereken bütün güçler onların ellerinde
olmaması gereken ve onların yarattığı
yapay bir sonsuzluk içinde

savaş meydansız kalmışken
yer yer ölü yüzler görüyorum ben
bana hangi renk dalgası ile bakacağını bilmeden
suyu durgun severdim ya
eğer o tanışmayı da seversem
ihanet ederim tanrıya
tanrım henüz vakit varken
elini çabuk tut
ihanetten uzak olsun bu dünya


bu yazgıyı yazdığını sananlar
inanırlar ki
ölüm hiç onlara uğramayacak
hiç dinlenirken ruhlarıyla konuşmamışlar ki
varlıklarından habersiz uzaklaşmış çalınmış içi boşaltılmış hazineleri
hiçbir şeyi kalmadığından habersiz hepsi
bilirler mi ki
öldükleri yerde anlam huzura gelecek
ganimet isteyecek onlardan
soracak onlara
nerde barış ganimetleri

22 Haziran 2010 352 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    👍Savaş dediğin hep çıkar ilşikisi,çıkar savaşı aslında,kutladım tebriklerim sayfanda...👍