Savrulursam
ya ben
bırakıp küllerimi
rüzgârın kamburuna
gözlerimde yarı sönük kıvılcım
savrulup kör topal
eski bir şehrin enkazına
yakarsam hikayemi
yanarsan yeniden
vapurları kör eden mendirekteki mum misali
kaçışınca küpeştelerdeki esaret
kuş gözlerini kör eden yangın olursam
yağmursuz iklimlerde
tutuşursa dağlarım
çıplak kalırsa kayalıklar
ayaklarımda tarifsiz nasırlar
acımı damıtırsa korlaşmış meşeler
nüzul düşmüş dizlerimin bağı boşalırsa
kaçarken gırtlağıma basan dumanlardan
yanarsa son kemiği kaburgamın
ya kızılca kıyamet olursam
zifrini yutup
gecenin
ya da ben
bırakıp küllerimi
rüzgârın kamburuna
savrulursam
çiçek tozları gibi
hazan ortasına ...