Sayfa Sekiz
İnançlı Aşk Şıpırtısı;
Bir başka inanca dalmış gözleri şair-cenin 
Eleştirisel cildiye tasavvufundan 
Randevu alamadıkça bağlanmış 
Bağlandıkça düşe çekmiş şiirini 
Mızıkçı bir çocuk gibi 
Hani benim gerçeğim 
Hani benim gerçeğim diye sonsuzluğa yakarmış
Farkında bile değil belki de 
Bir adım önde olmanın geriliği bu
Kendi kendine / deliliğine takılı kalmış
Tüm zekâ şıpırtılarına rağmen 
Damlaya damlaya azalmış
Umut fakirin ekmeği de
Şair-ceninde ekmeği gerçek şiirlerin gerçeği 
Her gerçeği de kendi yalanı sanmış
Yaz gitmiş yaz gelmiş 
Aynasının karşısında yalnız yaşlanmış
Ayna hala en genç
En güzel şiir sensin düzmecesinde 
Kaplumbağalar ise çoktan kışa varmış
Ah şair-cenin ah
Sadece sen mi çekiyorsun acıyı
Sadece sen mi diliyorsun tatmayı
Kimine dildir şiir kimine dilsiz
Şu lirik komedide ne kadar
Beceriksizsek o kadar şiir 
Ah şair-cenin ah
İn artık şu yıkılmış krallık tahtından
Tacında parlayan acı kalmamış
Yırtık pırtık olsun kelimelerin 
Biraz halkın ve gerçeğin arasına karış
Şair çıplak dedirtme kendine 
Yarışacaksan kendinle
Kızacaksan kendine
Yazacaksan da acılara karış 
Başkaları senin acılarınla o kadar barışık ki
Ah şair-cenin ah başkalarına bu yalnızlık neden 
Tek gerçeği sen misin masalın...

