Şehirin İnsanı
Bugün şehrin labirentlerinde dolaştım
Yürüdükçe dolaştım, içim düğüm düğüm
şehrin sokaklarında yaşadım
Yaşlandıkça küçüldüm, küçüldükçe yok oldum.
Büyük bir nehir içinde yüzen balık
Suyu göremediği kadar
Şehrin hayat damarlarını göremeyen
Bu yığınlar içinde
İnsan denen eşrefi mahluk
Hani nerde
Büyük mabet içinde
Bir elimde sepet
Gözlerimde binbir renk, binbir çeşit içinde
Aslında hepsi bir tek nesne.
Asıl aradığım huşu duymak içindi
Mabedin içinde ben
Etrafımda aynı nedenden gözleri dönmüş
Biçare bedenler
Ruhları küçük bir karta sıkıştırmışlar
Harcadıkça dirhem dirhem azalmaktalar
Büyük bir çöldeyim
Ne bir vaha ne bir serap
Görmedim
Etrafım ne kadar dar
Koskaca dünya bir hücre sanki
İçinde benim olan ne ben
Ne bir neden var
Biliyorum bu kulağımdaki acı
Kesmek çözüm olur mu
Bu nöbetler beyimin içinde
Kapılar içinde kapı
Hücre içinde hücre
Bir zincir ki en derinde
Şehrin içinde kaybolan insan
Bu büyük mutant canlının
İçinde kendini öyle büyüt ki
Kapıları, tüm sınırları çatlasın
ruhun kanatlanıp
Geniş ovalara, yüksek dağlara
Tertemiz doğaya ulaşsın.
(Ağustos 2009)