sen...

Sen;
Gökyüzümdeki yıldızımdın,
Bir gece sonrasındaki güneşle beraber kaydın gittin,
Tutamadım, dokunamadım...

Sen;
Yüksek kayalıklardaki uçurumumdun, yanına yaklaşamadım,
Hem çok yüksektin, hem uzak...

Sen;
Bir mum ışığındaki kıvılcımımdın,
hangi rüzgar söndürdü, hangi üfleme, anlayamadım,
söndün.

Sen;
Kendi içimde sakladığım, ruhumdaki ağırlıktın,
Sen çıktın, hafifledi dört bir yanım,
Sen çıktın, gömdüler beni,
Sen çıktın, çığlar düştü üstüme...

Sen;
Sessiz bir köşede, soğuktan üşüyen ufacık bir kedi idin;
Dondun kaldın, ısıtamadım...

Sen;
Güzel bir bayandın aslında;
Aslına kavuşmak için, harabe, virane, bir o kadar da ucube eski duvar boyalarından korktun,
Bensizlik pişirdi korkuları.Anlayamadın sevginin kıymetini;
Oysa başımın üstünde, kalbimin içinde yerin vardı...
Sivri uçlu demirler sapladın yüreğime,
Kanadım boyuna, uyanamadım...

Sen;
Domates koyaklı bahçelerde gezinen çilek kokumdun,
Savurdular kokunu ciğerimden, kaybolurken fark ettim...
İnanmazsın belki ama; gördüm gittiğini, koştum,
Hem de çok koştum, yetişemedim...

Sen;
Kendini bilmezlerin arasında, kendini bilen, kendine güvenen,
Kendine ve etrafındakilere inanandın,
Al dağlarına yetişti gölgen ulaşamadım, bakamadım karanlıklarına...

Sen;
İnce bir hastalığın, kalın bir sancısıydın,
Jilet kokulu odalarda, neşter soktular bağrıma,
Beyaz beyaz, sarı sarı kimyona benzer mikrop aktı vücudumdan,
Bir sen ağladın, bir ben...
Unutamadım...

23 Nisan 2009 7 şiiri var.
Yorumlar