Sen Bahaneydin İstanbul
Bir bahane lazımdı giderken,
ne gece lazımdı ne sebepsiz ölüm,
küllenmişti her şey
bir bahane lazımdı buna,
giderayak bir söz belki,
bahanesiydi iklim,
sıcaktı hava,sıcaktı caddeler,
son hatıranda sıcaktı belki,
daldan dala atlamadım hiç,
sağdan soldan çalmadım hiç,
sazımdan sözümden bahsetmedim hiç,
giderken sen ağlamadım hiç,
güllerim soldu yalnız,
günlerim soldu yalnız,
her şeyimdin sen ,her şeyi yakıp gittin
vazgeçilmezimdin sen,tutsak hikayelerde
bir bahane lazımdı giderken sana,
ne kalem lazımdı yazmaya,
ne gündüz bir vedaya,
pencere kenarında trenin son vagonu,
bir gece yarısı , giderayak son mektubun elimde,
ben seni uzaklarda bir yerde
ben seni çok uzaklarda bir yerde
günlerim saçlarına bedel,
umutlar,yüreğimde yangın şimdi,
bir bahane lazımdı sana ve giderken,
ne geceydi bahane ne mevsim,
küllenmişti zaten her şey sende haklısın
yandı gönlümün çırası,
çağırıyor uzaklar beni,
bin bir şehir yolculukları
ne kaderdi ne diğeri,
sadece bitmesi gerekti ateşin,
küllenmişti içim ve sen,
ben,son vagondan sana yazıyorum bunu,
buharlı ,eski bir İstanbul treni
bak martıların sesi ni yazıyorum sana,
elimde tiryakisinden son sigara
bak denizin sesini haykırıyorum sana,
gemilerde geçiyor yanımdan,
gidiyorum ve İstanbul,
boğazım düğümlendi şimdi,
söndü ışıklar,
döküyorum külünü boğaza İstanbul,
bir bahane lazımdı giderken,
sen sadece bir şehir değilsin ben de,
sen vazgeçilmezimdin İstanbul...
Ümüt Berhami Alpaslan