Sen Ben Gece Gündüz
Dağlar ağaçlar kırlar beyaz gelinlikli
Gökyüzü yıldızlarla dolu titreşiyor masmavi
Dudaklarla dudak arasında meltem rüzgarları
Gece kuşlarının şakımaları kulaklarda
Isınmakta siyah küllerini savurmuş ateşin karşısında
Sarmalanmış yorgun bedenler tüm dikenlerden uzakta
Çınlamakta sevinç çığlıkları arzda
Bitmesin hiç bitmesin bu gece
Ay şavkını yavaş yavaş saklıyor
Dağların arasında şafak
Umuda ve gelecek zamanlara
Bekliyor baharları
Yemiş yemek, çiçek toplamak birlikte
Sevdim onu, nerede
Sustu, yabancıydı konuşmaya
aşkın rengi yüreğe uzak
Ufkun bittiği yerde bakışlar donuk
Saat gonglarını vuruyor
Artık gitme vakti
Yüreğim ilkbahar olmaz o bakışlara
Kırık camlarla kesilmiş yürek
Ruhu sisler arasında nemli
Kararmış aydınlık elvada derken
Etlerinden lime lime ayrı iskelet
Yokluk acı paçavra gibi atılmışlık
Üzülüyorum ne bu hal diyenin üzüntüsü gölgelerde
Kavgaya bile mecali olmadan gitme telaşı
Hayaller yorgun
Limanda gemi, kamapana sesleri yakın
Denizde yakamoz
Beni seven hayaller martı kanatlarında
Yüreğinde nedensiz sevgisi
Gözlerde şaşkınlık büyümüş
Yüzde acılı gülümseme...
Kaybetme korkusu susturan dili
Üzülme sen, aşar benim handikaplarım yalanı
O yoldaş değil bana, bilme gerçeği
Şimşekler çakıyor ayın arka yüzüne
Karışmak insanlar arasına
Bildiği bu adı yaşama sanatı
Yine de sever sahip olamadığı her şeyi
En büyük yıldızlarda görür gözlerini
Kimbilir belki bir başka zamanda
Harlanacak tekrar yüreğinin tepelerinde ateşleri
Acısız ayıklanacak kara otlar
Ve vuslat dindirecek acılarını
Yeşerecek yapraklar yine özgürce