Sen Bilmiyorsun
Aradın, sordun mu ?
Dokundu mu yokluğum ?
Bana mı öyle geliyor yoksa...
Ben hep bekliyorum
Sen yoksun...
Galaksilerce uzağındayım
Gözbebeğim kadar yakınımdasın
Nefes alışların okşuyor gözlerimi
Sen bilmiyorsun...
Bir noktaya düşüyor bakışlarım
Saatlerce, sen varmış gibi bakıyorum
Farkına varmadan tebessüm doluyor heryanım
Zannediyorum ki çok seviliyorum
Sen bilmiyorsun...
Her buz tanesini, eritiyor hayallerimdeki bekleyiş
Şarkılar bir başka sesleniyor yüreğime
Biraz buruk, biraz hüzün olsada
Karanlık gecelerde ışıksızken, tükenmiyor umutlarım
Sen bilmiyorsun...
Minik bir sözcükle başlıyorum seni yazmaya, herbir dize bir öncekini
Küçümsercesine dağılıyor sayfalara, şiirimi okuyor yıldızlar, susuyor ay, naz ediyor yakamoza
Sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun, sen bilmiyorsun...
Her yıldız sevdalı bir yansımanın tutkunudur, en uzaktakine göz kırpar bu yüzden asırlardır. Öyle bir tablodur ki aşk, yalçın kayalıklara iner sessizce geceleri. Künyemizdeki sağdıç şefkatlerle, göğsümüzdeki engin şelalelerle sızarız hayatın derinlerine ve her gün yaşama bu yüzden çentikler atarız, damarlarımızdaki efsunlu bekleyişlerin mor odalarında kalarak. Bu yüzden dereler denizlere olan sevdasıyla akarlar yüzyıllardır, bu yüzden yaşam somunlarının bütününde, mutluluk acıdan koparılan harika bir parçadır. Kutladım.