Sen de Gidersen
'' ensemden aşağı iniyorum
kemire kemire, ayak parmaklarıma ''
ya,
kaybedersem
üzüm taneleri gibi damıtmışken seni
içimi aşındıran alüvyonlar henüz dolmaya başlamışken
gözlerin kaçarsa
varlık ile yoksunluk arası yamaçlara saklanırsan
ve ben artık körsem
ellerim nüzul
dokunmayı unutmuşsam, dikenlere takılır da kanarsa parmaklarım
burcunu unutup kayarsa
ve yıldızım
ve ışığım
yarım kalmış zifafın ortasında
kasıklarımda o sancı
kıvranırsam terkedilmiş sokağın ortasında, o loşlukta, o yoklukta
tüm lambalar sönmüş
tüm şarkılar bitmiş
mahur makamlar birikmişse keman tellerinde ve arşeler kırıksa
sesleri kısılmışsa çingenlerin
tokmak yorulmuş
davul derisi çatlamışsa, bitmişse düğünleri kırlangıçların
nadasa bırakılmışsa tüm aşklar
ve şiirler kopmuşsa bileklerinden
yarına dair
o zılgıtlar
o halaylar
kaçışmışsa korkularımdan
havada gürültüler
bulutlar sağanak
kurşun kadar ağırsa yağmurlar, saklanmışsam sahipsiz çorak bahçede
üşüyorsam
zeytinsiz bir ağaçta
sığırcık misali
sapanlar
kaşıma hedeflenmiş
küçük taş parçasına sıkışmışsa ömrüm, gerilmiş lastik mesafesindeysem
ve şahadeti unutmuşsam sende
sende gidersen
koparıp almadan beni
o korkunç sürgünlerden
vesveselerde kalırsam, başımı sakladığım mabette
çıldırmışsa dualarım
tanrı kurallarına baş kaldırmışsam
eylemlerim ziyan
isyanım sebilse kuşlukta, nafile bağırıyorsam ses tellerimi kurşunlayıp
çekip alır mısın beni barut kokulu işkencelerden
şarapneller değmeden yüreğime...
Şiiriniz satır satır motiflenmiş, yüreğinize sağlık.