Sen Eve Gelirdin Mutluluk Ceketini Alır Çıkardı

.



Eve doğru yürürken
Üzerime ayna tutan çocuklar
Çocukluğumu getirdiler aklıma

Baş ağrısına tülbent saran komşuyu
Arif'i
Kırmızı başlıklı kız gibi, en bilindik masalları
Keyfince uyarlayan dedeyi

Ceplerinde sürekli kiraz olurdu Arif'in
Cepleri de sürekli delik olurdu
Ve tabi bir de Selvi geliyor aklıma
Güneşe bakınca burnu kanayan Selvi

İşte böyle
En sade anılarımda kaybolmuşken
Bir kadın yaklaşıyor yanıma
Yoğunu almak için
Varını yoğunu satan bir kadın
O dakika tadı kaçıyor hayatın
Kırmızı başlıklı kız
Kırmızı iç çamaşırlı kız oluyor aniden
Aniden,
Bütün masallar yalan oluyor aklımda
Kadının gözlerinde tanrıya küfürler okuyorum
Oysa ki ben
Kaldırımlara düşmüş kadınlar için
Elbette suçlamıyordum tanrıyı
Suçu ispatlanana dek herkes masum


:♦:♦:♦:


Hızlı adımlarla
Çok katlı yalnızlığıma geldiğimde
Çardağa çay içmeye çağırıyor beni yaşlılar

Bardaklar demlenmiş acılarla dolu
Birkaç sinek
Lambanın etrafında keşif uçuşları yapıyor
Gözlerin makamında bir şarkı çalıyor radyoda
Bu defa da 'sen' geliyorsun aklıma
İç çekiyor,
Özlüyorum seni
Şarkı o kadar 'özlemek' ki
Fevzi amcanın da
Çocuklarına sarılmak geçiyor içinden

Ansızın sıkılmaya başlıyorum
Neden sıkıldığımı kimse sormasın, bilmiyorum
Neden gittiğin de geliyor aklıma
İşte,
işte onu da bilmiyorum
Sonra geç oldu'lar başlıyor
Ve evlere dağılıyoruz


:♦:♦:♦:


Apartmanda keskin bir küf kokusu
Dairemin anahtarını çevirince
Yüzüme vuran
Alışmaya başladığım huzur/suzluk havası
Arsızca karşılıyor beni
Yatırılacak faturalar,
Akmayan bir musluk
Nereye bıraktığımı unuttuğum kumanda
Bir türlü eve dönmeyen sen
Hepsi sıkıntı işte,
Çözülmeyi bekleyen
Romatizması bacaklarını sızlatan masa
Ve sapı gevşemiş bıçak da cabası

Derken yağmur başlıyor
Ama elleriyle bağrını kapatan bir kadın gibi
Pencereler sıkı sıkıya kapalı

Yatmaya karar veriyorum
Gelin kınası sürülmüş gibi kırmızı
Mazisi çetrefilli bir yatak karşılıyor beni
Baktıkça,
Kendi kendime seninle konuşuyorum
'Hatırlıyor musun?'
Geceler o kadar tatlıydı ki
Sabah olması ikimize de koyardı
Ne mutlu günlerimiz vardı bizim
Kavgalarımız da vardı tabi
Hatta önce onlar vardı
Tıpkı bu gün ki gibi, şehre bir yağmur yağardı
Akşam olur, sen eve gelirdin
Mutluluk ceketini alır çıkardı


:♦:♦:♦:


Ne zaman yattığımı bile hatırlamadan
Rüya görmeye başlıyorum
Yine bu evde
Bakışlarından dışarı çıkma yasağı konmuş
Elleri sesine kelepçeli bir mahkûmum rüyada
Yarın,
Terk edilerek idam edileceksin
'Son dileklerini söyle' diyorsun bana
Konu sen olduğunda
Bir mahkûmun sadece iki dileği olur
Bir dilim taze ekmek
Bir de seni uyurken öpmek
'Ama izin verirsen' diyorum
Evin şu
Geçmemin yasak olduğu tarafında duran
Dokunuşların kaplı kitabı
İkinci defa okumak istiyorum
Birde, gece açıldığında üstünü örtmek...
'Düşünürüz' diyorsun


:♦:♦:♦:


Derken uyanıyorum
Uzanmış yatıyorsun yanımda
'Oh be' diyorum
Oh bee, hepsi rüyaymış
Yürüyerek eve gelişim
Yokluğun bile...

Yanı başımda uyurken
Süzüyorum seni düşten ayağa
Bu defa
Bacaklarında toplanan çarşaf yüzünden
Birkaç kez daha aşık oluyorum sana
Bir dilim taze kokunu tadıyor
Öpüyorum seni uyurken

Sonra sen uyanıyorsun
Sonra...
Sonrasını biliyorsun !

12 Mart 2011 150 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    vayyyyyyyyyyyyyyy.... öykü rüya ve gerçek bir arada

    selam olsun şiire şaire👍👍👍👍