Sen Gelmemeliydin
Sığ akşamlarda isyanım vardı yalnızlığa 
Çiçekleride alıştırmak zor oldu yokluğuna 
İstanbul ise bir başka yastaydı 
Bitmiyordu adımlar, saatlerse insafsızdı 
Ve uzaklardan bir ses unut diyordu bana 
Bu imkansız bir şey bile olsa 
Unutmadım, asla saatlere de yenilmedim 
Gülmedim, umutsuz olduğum anlarda ağlamadım da 
Hislendim, yakındım ama yüreğime taş bastım 
Hatta bir gün dönecek diyerek fesleğenleri bile kandırdım 
Senin gelmeyeceğini bile bile 
Puslu akşamlarda buhrana alışmış 
Buğulanan camlara adını yazmıştım 
Yalnızlığı kendime bir servet bilip 
Yar sinesi diye duvarlara başımı yaslamıştım 
Ve yeniden yaşamayı senin gelmene bağlamıştım 
Senin gelmeyeceğinin bile bile.. 
Ben yine eskisi gibi mahallenden ayrılmadım 
Bazen kapınızın önünden geçtim, bazen de pencerene baktım 
Aynen seni izliyor gibi sokaklarda peşinden dolaştım 
Ama yokluğunun farkındaydım, sensizliğe kendimi alıştırmıştım 
Hatta seni içimde öyle öldürmüştüm ki, mezarını bile kazmıştım 
Zira biliyordum sen gelmeyecektin 
Ama, ama sen geldin.. 
Demek yine yağmurun sesi beni hüzünlendirecek 
Demek yine gecelerimi sensizliğe bestelenen şarkılar süsleyecek 
Yine mi kendimi birden sokağa atacağım 
Yine mi sana yazamadığım şiirlerin kağıtlarını aynı köşeye fırlatacağım 
Yeniden seni görmek için sabahları erkenden yollarına çıkacak 
Ve yine göremeyip üst üste sigara mı yakacağım 
Yani aynen eski günlerdeki gibi yaşayacak 
Ve bir gün gitmiş diyecekler bense yine mi yıkılacağım 
Hayır, sen gelmemeliydin, 
Bu küllenmiş aşkımı alevlememeli 
Ve sen İstanbul'a dönmemeliydin.
