Sen Yüreğime Mahkumsun
Gök kubbe ağlıyor
Tam da başucumda
Ayrılık yaman kelime
Sel uçurumunda
Yokluğumun can pazarında
Dağlara sırtını vermiş eşkıya yüreğimin
Yasal mermisini gözyaşı kadehlerime sıktım
Gözlerimi kuruturcasına
Kıl çadırların ortasında
Türküler söyledim
Bir çağı kapatırcasına
Sazımı duvara asalı çok oldu
Dumanımın efkârında yokuşlar yoruldu ayak sesimden
Fırtınalar koptu gönlümün kalesinde
Düş gecelerimin koyusunda
Ayazında üşüdüm bir gönül coğrafyasının
Anahtarını kırdım gönlümün kalesinin
Hangi denize fırlattım, hatırlamıyorum
Gemiyi karaya çekeli çok oldu
Tutsak olduğum özgürlüğümün yamacında üşüdü dünya
Oysa ben çok sıcaktım
Sevgi dolu bir kucaktım
Artık aldırmıyorum
Bu gece bu son kadehim
Kadehimi sana kaldırmıyorum
Ara ki bul sensizliği
Asude ömrümün düş karası gözleri
Asude yüreğimin
Yılkıdaki gönül yarası
Sende öldüğüm kadar
Yaşamadım hiç kimsede
Seni sevdiğim kadar taşımadım kimseyi yüreğimde
Bu şiiri okurken ne kadar da masumsun
Hadi canın sağ olsun
Aslında sen bana mahkûmsun
Sen yüreğime mahkûmsun