Seni Çok Özledim
Bir karanlık gecede tutar elimden bir kalem,
Yaz der hasrete dair,
Ne mümkün anlatabilmek seni,
Kalemim tüm gökküreye deymedikce,
Tüm denizler mürekkep dolmadikca,
Ne mümkün.
Seni Çok özledim.
Bir ses duyarım uzaktan;
Bir umut kalkar başım,
Yeşilin her tonunun üstünde kaşın,
Her bir çukur da ne görürüm? Bilir o deli başın!
Geceler karanlık, suretin yarım.
Çok özledim.
Gidicem dedi dudakların,
Eşlik etti! Kalktı beynim yerinden,
Ne demekti gitmek?
Bu derya, gönül selinden,
En derinden değil elbet,
Fakat en deli'm den,
Cevap verdi gönül,
Git dedi, ferman-ı Zehirden.
Çok, Çok özledim.
Şimdi kumara tutuştu şu gönlüm,
Bir adım atsam, kirpiklerin en can alıcı yanım,
Öylece dursam, hasretin dudaklarıma bir ömür payım,
Ah şu yanaklarımda gezinen göz yaşım,
Sen de bil,
Çok özledim.
Şair diyor ya hani; sen gidince herkes sana benzeyecek!
Ne cok isterdim,
Hasretimi dindirecek gamzeni, bir komşu kızında bulmayı,
Bir yabancı surette tanımak saçlarını,
Can suyum olur toprağıma sana dair ne varsa!
Yanılmaktaydı Şair,
Dedim ya önceleri ; Meçhul-u Benzeri'm.
Çok özledim Çok.
Şu aşık ki saymaz güneşi adamdan,
Sen gözlerini açmadın mı?
Doğmaz güneş akşamdan,
Ah ki senin ayak basmadığın toprak,
Bir haber bahardan.
Ey teninde baharı gezdiren,
Ey güneşi, göz kapaklarının ardına haps eyleyen,
Beni ki Mecnun'a Yoldaş, Kerem'e gardaş kılan,
Kaç kere söylemeliyim,
Çok özledim.