seni seviyorum
söyleyemedim
hep yanı başımdaydın
şimdiki gibi haykırmama gerek yoktu
fısıldasam bile duyacaktın
fısıldayamadım
sana seni sevdiğimi duyuramadım
belki korktum
belki utandım
belki kazanacaktım seni
sarıp sarmalayacaktım
belki kaybetcektim seni
ellere bırakacaktım
zaten şimdi farkımı
ama bunu hiç öğrenemiyeceğim
gidişin hala dün gibi aklımda
o günü unutmam unutamam asla
o gün kararlıydım açılacaktım sana
açılamadım
o iki kelimeyi kulaklarına
fısıldayamadım
sen gittin..
ardından bir el salladım bin gözyaşı döktüm
unutmaya çalıştım unutamadım
adına bir mezar kazdım
gömmek istedim gömemedim
ziyarete gidiyorum bazen aşkımı kazıdığım ağacı
bu aralar ondada var sitemkarlık havası
dökülmüş yaprakları açmaz olmuş
meyve veren dalları meyve vermez olmuş
galiba taşlanmaktan yorulmuş
kabuğu çatlamış soyulmuş
bir senin adın silinmemiş o gövdeden
bir sen varsın hala orda
aynı bendeki gibi
ziyarete gidiyorum bazen aşkımı kazıdığım ağacı bu aralar ondada var sitemkarlık havası dökülmüş yaprakları açmaz olmuş meyve veren dalları meyve vermez olmu galiba taşlanmaktan yorulmuş kabuğu çatlamış soyulmuş bir senin adın silinmemiş o gövdeden bir sen varsın hala ordada aynı bendeki gibi
Güzel bir final..Teşekkürler Mert kardeş..Kutlarım...
üç bölümlü bir sevginin anotomisini zevkle okudum ve çok güzeldi..👍👍
o iki kelime vakti geldiğinde söylenmelidir, ama kolay kolayda çıkmaz ağızdan. hiçbirşey için geç değildir,yeterki sağlık olsun çok güzeldi şiiriniz kutlarım...👍😂