Seni Yere Göğe Sığdıramam

seni yere göğe sığdıramam, göğsümdeki dururken
çay ısmarlar gibi koy sıcacık ellerini önüme, lütfen
yahut yüzüme gülümse, güneş de batar zaten birazdan
tramvay kalkar laleli'den, binip beraber geçeriz belki dünyadan
geçeriz Edip'ten, Cahit'ten, Turgut'tan, Süreya'dan
sonra çıkıp raydan, sen nereye istersen biz de gideriz oraya
elimizde kurumuş kasımpatılar olur, özenle saklanmış defter aralarından
hatıralardan, hatırlanamayanlara kadar ne varsa bir bir iyileşir
sen olunca,
senle olunca, iyileşir hatıralarım, hatıralanamayan yanlarım bir bir
seni temin ederim... kendimi tamir, yeter ki senle olunca.

gelmelisin, belki martılara simit atarız hem
içimize attığımız onca şey yerine, suda taş sektiririz belki
"benim ki daha çok gitti" diye kavga ederiz, sonra
kuma yazılar yazar, buluşuruz aynı yerde artık her pazar
özlemek iyidir, sonunda kavuşabilmeyi bilirken ama
iyi oluruz belki, gelmelisin.

elimde olsaydı ellerin, dünyayı avucumun içindeymiş gibi bilirdim
o vakit Sahra'da yağmur ormanları olurdu belki, Kongo'da beyaz bir kar örtüsü
gülerken yüzüne İspanyolca, koşarken özgürce Bağdat sokaklarında çocukça
ve yahut oturup New York'a karşı her gün batımı Meksika sınırında
Afrika hariç olurdu belki bu sefer, nerede konu açlıktan açılınca
neden olmasın?

ben seni Kürtçe sevip, Türkçe anlattım
elimde olsaydı dünyanın bütün elleri, ellerini tanırdım.

gelmelisin, henüz ölmeye vakit varken

öyle sevdim ki
seni yere göğe sığdıramam,
göğsümdeki sonsuzluk dururken...

28 Mart 2013 300 şiiri var.
Yorumlar