Sensizlik Eski Bir Urba
Gövdemin bitap koruluğunda üşümüş kuşlar
Toprak kör/sağır sözlerimin isyankâr ilencine
Yalnızlığın kemendine tutunuyor âma bir adam
Gönlümün hazin boşluğunda vakitsiz kışlar
Suyun karanlık gölgesinde derin bir boşluk
Anlamsız cümleler ekiyor bir kadın geceme
Yargıların seferinde sevdadan sürgün bir adam
Yüreğimin hecesinde umarsız bir sarhoşluk
Kanla yıkanan ırmakların sürgün yollarındayım
Kendi sesimin imlasında örse de bir kadın ağını
Dudağımın deminden çözülerek açılır gemiler
Suskumun haritasında yolarım anıların sabrını
Soysuz sevilerin yoksul yatağında yasak sarılışlar
Dilimizin kaygan tülbendinde soylu sevişmeler
Yitik mevsimler kovalıyoruz aşkın ırak şehirlerinde
Gönlümüzün hüzünlü limanında sevdalı melodiler
Adının mahrem surlarında vakit aşk, sensiz üşüyorum
Terk edilmiş bir uçurtmayım, yalnızlığıma süzülüyorum
Bir yaprak daha düşüyor dalından, hüzne tutunuyorum
Sensizlik eski bir urba, giydikçe aşkı sana sökülüyorum
Hikâyesi: Yaşamdaki en elim ağrı özlemdir ve öznesi yaşamaktır. Gönül ırmaklarındaki kulaçlarımız elemli bir travma gibi burkar yüreğimizi ve saklı duran sözcüklerimizin o uçsuz bucaksız gövdesinden hicaz bir türkü yayılır ve aşk kimliksiz bir bakışla gönlümüzde konaklar...
Yaşamdaki en elim ağrı özlemdir ve öznesi yaşamaktır. Gönül ırmaklarındaki kulaçlarımız elemli bir travma gibi burkar yüreğimizi ve saklı duran sözcüklerimizin o uçsuz bucaksız gövdesinden hicaz bir türkü yayılır ve aşk kimliksiz bir bakışla gönlümüzde konaklar... evet haklısınız şairim ne de güzel ifade etmişsiniz 🤐
size has sesi vardı yine şiirin.
güzeldi.
tebrikler
sevgiler.