Sepetçi Söğüdü
uzaklık çağırırken
geçiyor sabahın yolundan sakin gölgeler sürüsü 
yedi on beş metrosuyla uzaklıkları
önü dehliz 
arkası karanlık
_ söyle ey kam
karanlıkları kim ördü başıma 
bir bardak demli çay ve kaşarlı simit mi
ve en garibi
dün bu alanda
uykusuz yüzleri donuk birer cam
hepsi ayrı ayrı asılmış gibi kentin meydanına 
boşlukta sallanan beyaz bir mendil 
esintili
ben de aralarında üç beş adam 
uzatsak elimizi
sanki alnınızdan tutacağız 
halbuki 
bakadurmuşuz öylece son durağa kadar
güven duyulmayan yarınlara 
sadece endişeli
_ düşeceksin
uyan kardeşim desem 
sağırlıklarla dolu bu uykudan
ve okusan gözlerimdeki korkuyu
korku ilintili sepetçi söğüdü
halbuki 
nede uysal yürümüştük 
ben de aralarında üç beş adam
sadece bir kelime oldular şimdi
burada amaç sadece yola çıkmaktı
ve canımı alıverdi içlerinden birisi
geldiler çok uzaklardan
öylesine geçtiler patikayı 
ellerini kollarını sallayarak 
boz bulanık havada
bir çoban gibi gezindiler meydanı
uzak yıldızlardan adreste sordular
halbuki



uykusuz yüzleri donuk birer cam hepsi ayrı ayrı asılmış gibi kentin meydanına
-
açılmamış dükkanların tenhalığnda bir film sahnesi gibi şiirin içinde ürperdim bir an
bu duyguyu verebilmek güçlü kalem işi ..
tebriklerimle 👍