Serserinin Adı

duyulmamış bir saatte korkmadan gelmişsin kapıma...
ey çocuk kim gönderdi seni.....
eğer onlarsa boşuna bekleme,
git söyle..usulca kulaklarına...
aşk kapımda köleliği bıraktı...
utanmadan arsızca bir de elime not sıkıştırdı...
kalleşçe kahpece gülümseyerek,
eyvallah güzelim işin bitti artık dercesine,
gözlerini dikti göğsüme, ordaki hala bende dedi...
sustum ağlamaya başladım nedense...
bir hıçkırık bir hıçkırık daha derken hıçkırıklarıma sarılmışım...
eyvallah dedim göğsümün içindeki dümbeleğe..
o adam mı beni delirtecekmiş.
o mu beni derbeder bir hale koyup eğlenecekmiş..
serserinin işi belli,yurdu belli
cambazlık onun en güzel mesleği..
bir gecede vurgun yedirdi...
vurgunu kendisi yedi aklı başında değildi...
giderken uslanmaz serseriye de uğra, benden selamlar yolla
gelecekmiş her gece rüyalarına, dur orda, sakın korkma.
zamanla alışırsın yatağına almaya...
bir de de ki ona;
namertlik yokmuş soyunda..
ne bakıyorsun aptalca, burda mı ayakların hala...
onlar var daha sırada..
korkma;
dokunamazlar göğsünün yanan tarafına..
kolay mıdır kıymak bir cana,
kuş kanadın da taşınıyorsa sevda...intihara meyilli bu avare hayta...
ne bakıyorsun öyle tanıyamadın mı hala...
aşıklar kervanından geçersen bir anda..
sakın arkana bakma..
seni de koyarlar sıraya....
cilveli sevda diye aşifte alma hücrelerindeki derin acılara...