Sessiz Edebiyatı
Açtım bir küçük içiyorum
Hani öyle bildiğin gibi su katmadan
Tadı boğazımı yakıyor
Senin örselenmiş gidişin gibi
Meze de olsun dedi alt komşu
Bir güzel saydırırız hayata , gelmişe , geçmişe ,7 sülaleye
Küfür etmeseydin iyiydi
Meşrubat içmişte hoşnut olmamış
Hatta olmamış hurma yemişte nahoş olmuş
Öyle baktı bana alt komşu
Doldurdum işte 2ci kadehi
Balık mı bulacan dedi ev arkadaşım
Ne var dedim sen hayatta neyi yakaladın
Hep sen işe giderken sana rastgele diyorlar
Ne tuttun da neyi bıraktın
Tuttuğunda yediğinde rastgeleliğinde senin olsun
Yine boşaldı kadeh üçüncü kadeh sırası ama
Azalıyor bu deyyus da beyaz incide balık olsam
Çıksam Kaf dağına
Haykırsam içimdeki sönmeyen ateşi
Yansam kavrulsam
Bir tek sana kor olsam
Sönmesem hep için için sana yansam
Gece olmuş bile
Kırık antenli 90'lardan kalma stereo
Kırmızı radyo
Ne günlerdi bunu alalı
Heyecanla beklerdik sırada ki şarkıyı
Kavga ederdim arkadaşımla
Ben seviyorum Tarkan'ı sana ne
Tarkan benim sana ne oluyor hadi be
Kavgalarımız alt kattan duyulurdu
Sabahın köründe okula giderdik
Karanlık deyip geri dönmezdik
Aşk bizim için okuldu, öğretmendi, dersti
Uyanmak için tavuklu saat kurulurdu.
Haykıramıyorum bile
Bu deyyus bitti
Balık olsam diyorlar ya
Ben mi balık oldum şişenin içine
Şişe mı balık oldu benim içimde
Eskiden ne güzeldi
Şiirler şarkılar söylenir
Makamdan makama geçer
Hocalarımızı deli ederdik
Sessiz ol be yabancı köpek
Ne havlıyorsun sessizliğe zulmün mü var
Sen sussan ne fayda (kediler bağırır)
Mart ayında o damdan bu dama gezen kediler hayta
Sessizlik edebiyatı işte
Dilimize sürçen kelimelere af , okuyanlara had olunur.