Sessiz Mektuplar 2

Gece olunca kafes parmaklı kapının yerine kapalı bir gıcırtı geçer,yüreğimde
Gündüzleri gürültücü bir çıngırıakla kuşatılmış
İki eşit yol arasındaki ortak duvar
Son sözleri söyledi;Hoşçakal.
Kurumuş yüreklerden dökülen bir kaç tutam aşk medresesi satırları
Ekspresi kalkmış gözlerimin göz kamaştırıcı sonsuzluğuna
Ansızın dalacağı o yakın sabah
Hudut dışına çıkan kalbin idam sofrası.

Yirmiiki yaşında çıktığımız ilk aşk hikayesinin kahramanı
Sensizliğin inkarı..
Millet sokağındaki çeşmedeki akan su gibi
Leziz zannettiğimiz karmaşanın farkındalılık darbesiydi.
Çocukluğumun bataklık rüyalarındaki o aşktı bu.

Hayır,Hayır!!
Ben güzel hayatımı olduğu gibi seviyordum.
Denizi izlerken,ben bir aşk adamıydım diyordum
Böyle severken yüreğimdeki çocukluk gibi
Ben sessizce acı çekerken fedakarlık sayma bunu.
İki yol arasındaki ortak duvar
Son sözleriydi;Hoşçakal.
Daha sonra bir bayan daha öldü kalbimde!!
Onu bir gecede kaybettim.
Mahkumiyet kağıtlarının arasında satır aralarında..

Bu aşk'a lanet ettim
Hiç kabahatim olmayan bir aşkın son sayfasında..
Ve Hoşçakal.
Şimdi sadece ikimiz kaldık.

-Ben ve yalnızlığım.


Ankara'ya sessiz mektuplar.

20 Eylül 2010 287 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar