Sevda Olayı

Bu gün aydınlanmanın eşğinde
Pencere ve perde arasından bakan
Bir çif meraklı göz gibi
Bakakaldım emsalsiz siliüetine
Kelimeler hiç bukadar çaresiz kalmamıştı
Anlatırken bir güzelliği
Yüzerken boğulmak gibi okayanus gözlerinde
Daha önce hiç bakakalmamıştım
Nadide bir çift zümrüt tanesine
Bu bile bir muamma zümrüt demek
Senin eşsiz yeşil gözlerine
Oysa sana vurulmuştum ben
Bir İstanbul gündoğuşunda
Soguk bir Ankara sabahında
Eskişehirin ayazında.
Yorulmuştu kelimeler
Tabiatta benzeri olmayan bir güzelliğe
Emsal güzellik bulmaya çalışmaktan
Dualara karışmıştı yakarışım
Karanlığa yalvardım duyur sesimi diye
Hayallerimiz vardı seninle
Yagmurun altında dans edecektik
RÜzgar ve gök gürültüsü senfonisi eşliğinde
Bir bahçemiz olacaktı umut ekecektik
Mutluluk biçecektik hani
Şimdi dudaklarım sana mahkum
Gözlerim hasret gözlerine
Dokunmak hayal olmuş neden ?
Sana olan sevgimi anlatacak bir cümlem yok
Kelimelerim firari
Aklım zindanlarda zincirli
Kalbim hep sana müebbet
Bir sonbahar sabahı
Yapraklar hala yeşil
Gönül ağcımın sana
Hali vakti yerinde sevdamın
Haliyle biraz sarhoş mutluluğun gölgesinde
Sen benim baharımın güneşi
Umut tohumlarımın yağmuru
Sen...
Sen benim herşeyim...