Sevgi...aşk... Savaş...

SEVGi...
Çektim kınından
Salladım yüreğine ellerimin tüm heyecanı ile
Sarstı gözlerini,hamletten acı bir perde indi
Titredi sözler sukuttan önce,
Düşerken dizlerinle zar a ,endamla
Sıklaştırdığım nefes alışlarının ritmine bıraktım
Emellerimi...
Son kurbanına acı ile bakan bir gladyatör gibi
Sahiplendim seni,
Haykıran sesim duyuldu nemrut tapınaklarında
Tanrıların adına bir aşk ilanıdır bu
Güneş doğmalı...
Güneş doğmalı...
Nemrut un soğuk taşlarında
Güneş yanmalı,bir akşam batışın da tene vurmalı
Yazılmalı sevgi kılıcının yaraları,aşk diye

AŞK...
Çıkardım kınından ellerim kan
Gökyüzüne açılan kollarıma
Ne pranga tutar nede zan
Ne kutsal kitaplar nede kainat yazar
İçimdeki aşk-ı hazan
Sevgi kılıcından başka olmaz beni güçlü sanan
Bu aşk-ı hikayede
Aranmak nafile, bedbaht asiyim ,kimsesiz
Karalandım, yıkıldım ,bozgun seracesi kalbimin
Figanda dil aşka
Figanda büyük kentler
Tanrıların arabaları ve şaklayan kırbaçlar
Uykuda Endülüs uykuda zaman
Yiğit ordusu ile aşk hazır savaşa

SAVAŞ...
Çıkardım kınından havada kan
Saldım ordularına tılsımımı,kan için
Özlemiştim gözü yaşlı kadınları,yetim sevgileri
Savaşla beslendim büyük gözlerimi
Kanla doldurdum sebülerimi ,
Titredi gökyüzü naralar atılır meydanlara
Gürzler patlar başlarda
Patladı dünyanın beyni
Yüreklere ektim kötülük sebeplerimi
Savaş benim eserimdi.

Ne aşka ne sevgiye geçit yok
En büyük sevgi ölüm
En büyük ölüm aşk
Ve savaş var oldukça yok olacak
Sevgililer de sevgi
Yürekler de aşk...