Seyid Ali 1

Kelle sıfır olmuş, sanki bal kabağı.
Eğrelti telle tutturulmuş, pantolon ağı.
Gördüğünde sanırsın, mart buzağı.
Üstüne üstelik toplamış gelmiş, tası tarağı.

Ne bahçesi varmış, ne de bağı.
İşlemez kirli derisine kaşağı.
Keçiyi kaçırmış, yemiş köylüsünden bir araba dayağı.
Sarmış heryanını bit yavşağı.

İlkin, mekan tutmuş, kendine mezarlığı.
Sonra tebdili mekan, bulmuş bademliği.
Yapmış tenekeden kalacağı barınağı.
Keçiler kaçmış; tutmuş sımsıkı insanlığı.

Gençliği, kör eşeği, birde anacığı,
Yollara düşmüş. Kabullenmiş muharcırlığı.
Zaten hiç olmamış, bahçesi bağı.
Onlarında olmalıymış, bir karış toprağı.

Hep hayal edermiş, yapağı dolu yatağı.
Bir geçebilseler, önlerindeki sazlığı.
Atacakmış, ayağındaki yarım çarığı.
Yürü demiş anacığı, düşünme az kalan katığı.

Koca gövdesini saran serçe ürkekliği.
Korkularının ellerine vuran titrekliği.
Kırık ümitlerin gözlerndeki fersizliği,
Anlat be Seyid Ali;
Geldiğin yerdemi unuttun yiğitliği.

Susma. Anlat Seyid Ali.
Sıkmasın seni, sorularımın yersizliği.
Gayretsiz beklersin, sana verilecek ekmeği.
Sen meslek edinmişsin kendine deliliği.
Ya kalemin, kimseye bırakmaz bilgeliği.

Balkandan kaçarken, ince hastalığa tutulmuş, anacığı.
Zaten ana karnındayken ölmüş, babacığı.
Onaltı yaşında gelmiş, O zaman yokmuş, okur yazarlığı.
Yakasını bırakmaz olmuş, hayatın perişanlığı.

14 Mart 2009 94 şiiri var.
Yorumlar