Sığmıyorum
Ve sen yürek acım
ki aşınıp giderken içimde bir şey
Göçüp ölen kuş misali
Yorgun düşlerin ardında bırakıp kızıl ışık zerresini
Paydasında loş bir masal
Say ki
Ölüme içiyorum
Ey gözleri çakal karası ömür
Histerik intihar çığlıklarında
Meftun geceye düştü, eksenini kırarken zaman
Bana dönen tüm kavşaklar
Şizofren barikatlara sarılırken
İçsel bir eylemin ezgilerini içiyorum
Zehirli mızrak gibi
Göğsümün iman tahtasında acım
Kanımı yutuyorum kızılcık şerbeti tadında
Gözlerimi çekiştirme artık
O aralıklar bana kör
Sağır ezanları
Şehri çalan yalnızlığın
Başıboş gölgesiyim
Avurtlarımın yıllanmış yorgunluğu
Gömülürken küçük mezarlara
Boyumu eşeleyen
Hüznüm
Sığmıyorum
Artık ...tarifi meçhul mekanlara
ayrılığa ve özleme sunulan bir ay kırığıdır bu şiir..
iki yankıdan kalansa biri unutma isteği diğeri meçhul acı...
çok güzeldi.👍👍
ellerine sağlık şair
üstat sabaha hazan düşmüş yine kaleminden kutlarım su gibi şiir😙👍