Şiir Göçü
bir düşü özlemekten bitkin
emekliliği gelmiş bir şiir, tüm kimsesiz masalları geziyor
sokak lambalarından ateş böceklerini
bir işcinin ellerinden gururu
vestiyerde unutulmuş mevsimleri
türkülerden zılgıtları
halaylardan mendilleri topluyor
kentlerden çürümüşlüğü ayıklıyor
bir devrimcinin yumruğunda sabahlıyor
uzanırken yıldızlara
sözün acılarına ıslık çalıyor
öldükten sonra toprağına değecek yeni bir dünya istiyor...
nabzımda, aşkların bir ağlayıp bir gülen fokurdayan hisleri
yıkık kentlerin, çökkün hüzünlerin arasından geçip
kemiğimden sıyırıp etimi
çıplak ve masum
harflerin arasına karışıyorum
yanımda son bir söz var
'seni seviyorum'
sessiz harflerle başka bir renge bulanıyorum
buse oluyorum
ne çok yakışıyor cümlelerin yanaklarına
yaşanmışlığın kızıllığı
öpüyorum şiiri alnından
kökleniyor ruhumda
unuttuğum tüm sesler
buğulanıyor şiir rengarenk
bulutlara yükseliyorum
artık
zamanı orta yerinden bölüp
adımı kazıyıp usumdan
başka bir evrene göçebilirim
yüzümden silinsin
eriyen fotoğraflardaki yalnızlık izleri
bir nehrin altına sakladığım masalları
kalabalığa dağıtayım
belki ihtiyacı vardır
çocukluğu, aynaya bakışında yaşayan yüreklerin
sonra
bülbül kılığına girip
aşık olayım güle
öğrensinler beni, hiç bilmedikleri bir masal gibi...
bir düşü özlemekten bitkin
şiirin başı ve sonu özetliyor her şeyi hayatlarımız artık masal olmaktan uzak ve bu eksiklikte düşlerimiz masal gibi düşlerimiz içinde güle aşık bir bülbül olmak ve öyle hatırlanmak... keşke mümkün olsa ! oysa birçoğumuz en sevdiği masalı bıçaklanan bir çocuk gibiyiz düşlerimiz kan lekeli ve masallarımızdaki kahramanlar bile kurtaramıyor hikayemizi
..''emekliliği gelmiş bir şiir,tüm kimsesiz masalları (kimsesizleri) geziyor''..
..ve mısraların içine sığmıyor güçlü dileklerde duygu duygu özlemler..
şiir yaratısını kıskanıyor masallar yarası tebessüm..varolüşun sesini kainata dinletmek can yongası yürekle çizilen rengarenk doğa haritası tabii ki şaire tasavvuru, hislerinden süzülüyor şiir dupduru...