Şiir Olmayacak
Biliyorum bu duygular gecenin karanlığı yine
Benim gibi birçok gölgeye ait
Mevsimsiz düşen yaprak solgunluğunda
Duvarlarda kimliksiz
Aşk
Fakir bir senfoninin sessizliği yine
Şiir olmayacak
Pencerenin dibinde dona kalan bakışlarım
Sayfaların arasında gezinen parmak uçlarımda
Çıplak aşk kesikleri
Yarım bırakmış, dünden kalma bir ekmek kokusu gibiyim
Her adımım rutubetlere mahkûm
Notaları kırılmış kırlangıç izleri kadar gökyüzünde ahenkliyim
Ki yağmur damlası yere düştüğünde ölmez
Hala ıslak değil midir ruhu
Bir barajda birikiyor tüm kelimeler
Aşk duası yarım kalmış
Bir vadinin tüm kuytuları o sese hasret
Tüm ağaç kökleri o sessizliğe kuruyor
Harf harf fosilleşiyor tebessüm yankıları
Düşe açılmayan kalp kapakçıklarının ötesinde
Gerçeğiyle yüzleşiyor her çığlık
Suskun bir şehrin binlerce sokağına müptela
Nefes manzaralarına ait tablonun dışında kalanım
Tek göğüslü emzirilmelere gebe bir yanım
Bir yanım Tanrıçaların bakire uçurumları
Yüzünün batısında beklediğim güneş doğumları aşk
Ki her an inatçı bir gün batımında hayat
Hiç yaşanmamış bir yorgunluk
Zamansızlık gibi
Oysa ki şafak ve kuş sesleri
Alışılmışın dışında anla(t)mak
Gölgenin duvardan kaç(a)maması
Avuçlarının içinde sıcak
Özgür iki çift gözkapağı hikayesi yaşa(t)mak
Yeterince ıslak