Sılam
Gurbet elde gönül yaram, sılam
Burnumda tüter tan yelinde
Çaresizliğin gölgesinde
Derde düşer densiz gönül
Gönül ne yapsın zavallı
Özlemiştir sobayı, çalkama içtiği tası
Şehrin ne haddinedir silmek
Gözdeki hüzünlü yaşı
Koyunları kabul ediyormu acep
Hâla bizim köyün ağılı
Yoksa senin de mi yüreğin yaralı
Ey gidi ata yadigarı
Vakti gelmiştir artık
Kavuşmanın
Tezek ateşinde çay demleyip
Deme vurmanın
Eskiyi düşleyerek ondan ötesinde
Kendini bulmanın
Bahar yakındır üzülme
Kaderdendir gelen, neylersin
Arşa bakıp seyreyle
Gökteki gizem sensin