Şimdi Ölmem Gerekiyor
çırılçıplak bakma bana,
olur ya utanır gözlerimde kahverengi
anlamanı beklemiyorum gözyaşlarımdan geçen kıskançlığı
beni, bıraktığın yerde bulduğun gün unuttum seni
güneşe ilk sokulduğun gün unuttum seni 
keşke, saçlarında ki şımarıklığı kusup da sevebilseydin beni 
yok öyle bedavadan üzülmek asya
ya, yalandan kurduğun bu düzeni adam gibi yıkacaksın
ya da, sevdanın kafasına bir kurşun sıkacaksın
susmak da tercihtir,
masal anlatmak da, tütün sarısı parmaklara beyazın berraklığını
 hiç bir aşk, gürültü çıkararak intihar etmez 
şehrine kanat çırpan ebabil tasvirli kuşların,
bütün oynaşmalarını öldürmemi düşünmeyi bırak,
kırmızı ışık da bile geçmem artık
üç adım voltasında ilave ölümler
içerden sordurdun mu öksürük nöbetlerimin sıklığını ?
yoksa unuttun mu yine,
yüzümün asıklığını ?
yanağımı ıslatmadan ağlıyorum hâlâ 
susarsan söz veriyorum, 
sana bir kaç sandık hüzün çeyizleyip göndereceğim yılkı atlarıyla
gülümseyerek gideceğim göçünü derlemiş son göçmen kuşunun kırık kanatlarıyla
bana biraz daha ihanet istifle asya,
günü geldiğinde alayım diye tavan arasından 
şimdi ölmem gerekiyor,
sorgulamadan gözlerimin kısıklığını
günahlarını da içine alacak bir tümülüs yığ bana
sen öylece kal
ve hoşçakal asya...
