Şirine Bunalımda

Şirine İlgi Bekliyor

Abur cubur yiyordu, çikolata, börekti
Akşamki davet için giyinmesi gerekti.
Giyinemedi çünkü elbise uymuyordu
O'ndan yardım bekliyor, Fatih'se duymuyordu.
-"Alışveriş yapmalı, sığmıyorum bunlara
Delireceğim şimdi bir baksana şunlara!"
Yaranmak gayretiyle kendini yoruyordu
O'ndan ilgi bekliyor bu yüzden soruyordu.
-'Elbette sığamazsın bu kocaman göbekle
Değirmen taşı gibi, bak şu poponun şekle...
Kemer bile uymuyor göbeğini sık biraz
Sürekli yatıyorsun yürüyüşe çık biraz.'

Kırıcı Olmuşlardı

Şirinler evliliğin yeni yılındaydılar
Birbiriyle sürekli kavga halindeydiler.
Cicim ayları bitmiş, soğukluk başlamıştı
Daha iki gün önce paylayıp haşlamıştı.
Kırıcıydılar artık konuşamıyorlardı
Hiçbir sevgi sözünde buluşamıyorlardı.
İşte böyle zalimce kırılan şıvgaların,
Düşmanca tavırların, bitmeyen kavgaların;
Geçen günle birlikte şiddeti artıyordu
Uymayan giysileri öfkeyle yırtıyordu.
Bunu da çekiştirdi, yırtarak parçaladı
Fatih iyi bağırdı, Şirin'i fırçaladı.

Elbise Dar Gelince

Şirine çok aktifti daha gebe kalmadan
Neşeliydi, mutluydu, böyle kilo almadan.
Aynı manken gibiydi: Uzun boylu, bel ince
Giymeye çalıştığı elbise dar gelince:
-'Kalk, şu insanlara bak, etrafını gör biraz
Git de yenisini al, buna sığman zor biraz!'
Patlak yere kemeri bağlıyordu bir yandan
Kendine üzülüyor, ağlıyordu bir yandan.
Küçümsenen Şirine ağlayıp oturuyor
Aylardır aynı sahne tekrarlanıp duruyor.
İyice gına geldi yinelenen oyundan
Fatih de bunalmıştı, memnun değildi O'ndan.

Sevgiyi Tüketmişler

Bazı bakışlar vardır kurşundan daha beter
Bazen öldürmek için yalnızca gülmek yeter!
Her fırsatta Şirin'i sözle hırpalıyordu
Bazen O'na bakarken sırıtıp gülüyordu.
Tüketmişler sevgiyi, saygıysa devriliyor
Yan yana gelmesinler dilleri sivriliyor!
-'Kendini sorgulayıp, çok mu yiyorum desen
Daha az sinirlenip biraz daha az yesen...'
-'Uyan bir tane vardı, şu kokteylde kirlendi.'
Şirine ağlayınca Fatih Bey sinirlendi:
-'Ne gönlümü ısıtır, ne de yağabilirsin
Bundan sonra harala ancak sığabilirsin!'

Şirine Hor Görülüyor

Aşk evliliği yapmış şimdiyse pişmandılar
Aşktan vazgeçtik sanki eş değil düşmandılar.
Fatih yabancılaşmış O'nu hor görüyordu
Kavgaların şiddeti artarak sürüyordu.
-'Senden geçti bir tanem, iyice tembelleştin!'
-'Sanki sen aynı mısın, sen de biraz kelleştin!'
-'Neden kızıyorsun ki, yemiş yemiş dolmuşsun
Hiç aynaya baktın mı, inek gibi olmuşsun!'
Bir süre uzaklaşıp kısa bir tatil yaptı
Yanlış bir eş seçerek doğru yoldan da saptı.
Çok rahat defalarca; utanmadan, arsızca
Aşkını ilan etti portalda pervasızca...

Şirine'nin Vazgeçemedikleri

Tatil çözüm olmadı O mutfağa dadandı
O'na göre kilosu havadandı, sudandı.
Ne bulursa yiyordu, yedikçe şişiyordu
Kiloları yüzünden O'nla didişiyordu.
Havuzunda yüzerken ancak huzur buluyor
Hemen yüzme sonrası öksürüp boğuluyor!
Yine de vazgeçmiyor astımlı ciğeriyle
Hiç haberi olmadan iş pişmiş diğeriyle...
Vazgeçemedikleri bir de masa tenisi
Fatih'e yetiyordu sevgilinin yenisi!
Bir alçakla evliymiş Allah'ın işine bak
O'nun yaptıklarına boyun eğişine bak!

Bir Telefonu Yoktu!

Fatih çok değişmişti Şirin göremiyordu
Kitaplar sıkıyordu, hiç bitiremiyordu.
Yarıda bırakıyor kitabın her birini
Çünkü parasız uğraş sıkıyordu Şirin'i!
MEB görevi yetmemiş bir de yaz okulları
Bir daha iflah olmaz şaşırtmasın kulları.
Kimi parayla sınar, kimini yoksullukla
Kimi açlıkla sınar, kimini de bollukla...
Nasıl yaptıysa bilmem; malı, serveti çoktu
Çok zengin ama yazık bir telefonu yoktu!
Konuşurken sürekli bir hesap görüyordu
Şirketi kontörleri kotayla veriyordu.

Doyumsuzluk Belâdır

Dargınlıklar başlatan çok uğursuz bir gündü
Şirine yaklaşınca Fatih sırtını döndü.
Aylardır özlüyordu, yakın olamadılar
İsteyerek sevişip huzur bulamadılar.
Sırılsıklam aşıktı Fatih'e deli gibi
Gözyaşı akıtıyor ilkbahar seli gibi.
Basketbola dönecek yirmi kilo atarsa
Fatih'i kazanacak planları tutarsa...
Doyumsuzluk belâdır, zenginlik huzur vermez
Parayla sevişenin gözü başka şey görmez!
-Parayla dost olanın gözü başka şey görmez!-
Saygıyı da yıktılar, sonunda koptu ipler
Çıkar için herkesi harcar böylesi tipler!

Şirine Bunalımda

Boşalma ihtiyacı bunalım yaratıyor
Doyrulmayan cinsellik çareler aratıyor!
Yarım kalan kitaplar bir çare olamadı
Şirin yalnızlığına bir çözüm bulamadı.
Arayışlar içinde denedi sanalları
Dergilerle internet ve tv kanalları...
Beynine giriyordu, körüklüyordu O'nu
Her şey aleyhindeydi yoktu derdinin sonu!
Kumruları seyretti Şirin parkta yürürken
Düşünce dışa vurdu birden durup dururken:
'Keşke tavuk olsaydım!' Dedi kendi kendine
Fatih'i özlüyordu, bunalımdaydı yine.

Ali'yi Kıstırıyor

Şirin kocasızlıktan sürekli sıkılıyor
Ali ise sanalda sanatsal takılıyor.
Cinsel dürtülerini yazarak bastırıyor
Şirin gece yarısı köşeye kıstırıyor.
Kontör hesabı yapıp iki defa aradı
Sitenin iç mesajı Şirine'ye yaradı.
Mesajların ardına saklıyordu sesini
En sonunda öğrendi MSN adresini.
O bir sosyal danışman çözümledi Ali'yi
Açık saçık konuşup oyaladı deliyi!
Sevgi sözcükleriyle iyice hazırladı
O'nda sönmek bilmeyen bir ateşi harladı.

Cumali Cumalioğlu
28.12.2008 ? 10:10

30 Ekim 2010 75 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Sevgi benden sevgili Ali Ekber. Teşekkür ederim.

  • 13 yıl önce

    Dokun Furkan Bebeğe öykümün bu bölümü de "Dünden İnciler"e seçilmiş. Yeni gördüm. Seçici kurula teşekkür ederim. Saygılarımla...

  • 13 yıl önce

    ne güzel bir şiirdi yine hayatın içinden,sevgilerimle...