Sisifos Söylencesi

Dün / Sabahın ilk ışıkları

Yüzüme gülen bu suret yabancı
Çerçevesi yaldızlı kendi yalancı
Öyleyse ölmeli mi
Ölmesek de diner mi bu sancı
Hayat iğneli fıçı
Damarlarım da tatlı bir sızı
Yaşıyor muyum
Öldüm mü
Bedenim bana hediye
Hayat beden hırsızı
İntihar canımın sigortası

Geniş bir zaman

Gölgesiz adamlar görüyorum
Sado-mazo bir oyun oynuyorlar yaşamla
Biri umutları öldürüyor
Diğeri ona bakıp acı acı gülüyor
'Genç ölenler Tanrı'nın sevgilisi olurmuş' diyor birileri
Bedenli sevgililer istiyor diğerleri
Ölmek, sevişmek kadar güzel mi bari

Düşüncemin üstüne basınca karanlık
Melekler dansa başlar
Şeytanın kafası hayli karışık
Bir ses küfreder ağız dolusu geceye
Çocuklar uyur
Vampirler kan emer gecelerde
Kimileri ölmek ister delice
Ve bir kenarda sırasını bekler güneş
Çünkü yaşam döngüdür
Karanlık bir anlık

Bugün

Kendini tüketiyor insan
Severken acıtıp
Ağlarken umut besliyor
Uyumsuz bir uslamlama
Uzarken yollar
Her dönemeçte çarpıyor yüzüne yanlışlıklar
Bıkkınlık, yabansılık, kaybolmuş cennete yolculuk
Oysa ömür su
Akıcı, ferah ve duru
Kalmalı mı, gitmeli mi
Uzun bir sınav
Tek bir soru
Hepsi bu mu

Bu gece

Geceye dönmüştü gün
İndirmedim panjurları
Yorgundum
Kapadım gözlerimi
Bir ömür uyudum
Rüyalar pembe
Kâbuslar karaydı
Oysa gökyüzünde yıldızlar vardı
Yağlı ilmik dolandı boynuma
Teslim olacaktım o karanlık buyruğa
Derinlerimde bir amazon uyandı
'Uyan' dedi 'huhu'

Yarın/Sabahın ilk ışıkları

''Herkes kendi kepçesinin büyüklüğüne göre alacaktır ummandan' *
Günaydın hayat
Aynadaki gülen yüz, selam
Başucu kitabım
Karmaşalarım
Kaotik dostlarım
Ve derli toplu dolabım
Seni nasıl unuttum, içimdeki fırlama
Günaydın sana da
Güneşi yenecek gücün yok tozlanmış pencerem
Kapımın önünde akıyor yaşam
Koca bir kepçe alıp ummandan
Panzehir katacağım hiçliğe
Gece kısa
Ölüm sonsuz
Güneş bunca parlakken ne gerek var piçliğe...