Sistin Şapeline Tüneyen Mabeyikler

'İnat çanları ellerime dökülen
Vaftizini tamamlamış çocuk
Son kez gülümse/mabeyikler
Sözlenirken geceye...'

Kahır yüzlü kadın;
Kaç günahın perçemisin
Sunaklar yetişmez gül gözlerine
Çoktandır okunmadı bu ayin
Ve üflenmedi kardeşlik
Kin duvarı ötesinde

Sanadır bu söz;
Temel/fadime
Baran/berivan
Aynı soluk izlere

Duruşum paslı
Aynı duanın üstünde açar çiçekler
Karanfil/açelya/kızıl zambak
Aynı entaridir kadınların sözünde
Ve aynı boncuk boncuk ter
Islanırken bu göğün
Yağmurunda...

Aynı tele tünemez/mi kuşlar
Kanatlarında umut rüzgarları
Saçları karışır bir çocuğun
Aynı telden taraklara dizilir
Öfkesi kum olsa da elenir
Tüm aciz bakışların...

Acı soğan tadında
Gülüşler ezbere/
Kor bir merdivendir sırat
Orda kimlik sorulmaz
Tüm inananlara...
Acılar kimliksiz
Umutlar bahara

Susun!
Meryem uykuda
Melekler çekiştiriyor
Logusa zamanların hükmünü
Kime biçildiyse bu kaftan
Onda paralanır elbet

Ölümde öyle;
Kime sürüldüyse yazgısı
Bir yanı çiçektir gecenin
Diğerinde soğuk ve ayaz
Bir çocuk gülümsüyor durun biraz

İnsanlık çanları kimin için çalıyor
Sistina şapelinde yırtılsa da avaz

15 Mart 2013 915 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar