Siyah Ve Beyaz

sağ kapının
sol ayazında
biriktirilen geçmiş çöküntülerini
alev alev içresinde sökük taş misali taşıyordu duvar
sırtındaki onca yüke aldırmadan

mavi saçlarını halının
yıkanmaya yüz tutmuş köşelerini
iplerini
gözlerini
tenlerini
vaaz verir gibi anlatıyordu zamana al
ak öykünün cümle sonu işaretlerinde
küf koktukça
gri renkler sarıyordu etrafı
görülenlerce ölüyordu hayat
alelade kuruluyordu baht

bana sorulmayanlarca
sayısızca
yaşamsızca
gücenen mutluluk duygumun en alt tabakasında
hüzün çıkmazları
söz denklemleriyle ilintileniyordu

istemediğim ot kadar
yanımda bitiyordu kahır

meridyenlerin uzunluğunca mersiyeler yakılıyor
paralellerin genişliğince ulvi görevin orta yerinden
büyülü aşk gazelleri yazılıyordu

daha çok nakarat
daha çok takat
gerekse de af için
yetmiyordu işte sensizken içim
boyayamıyordu istediğin renge yolları ellerim
izbe tenhalıklarda kayboluyordu nefesim

sessizce
ölüm döşeğine sarılıp yatıyordum

kırık ikindilerin ecnebi sıcaklıklarında
yanıyordu
mektuplar

düşe sarılan salıncak
akordu bozuk alet gibi gıcır gıcır boş yere ötüyordu

antika aşkın nöbetlerinde
mecali kalmıyordu artık beyazın

kirli sokak aralarında
yalnızlıktan
siyahlaşıyordu adım adım...



30.07.12

30 Temmuz 2012 292 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    Antika aşkın nöbetlerinde mecali kalmıyordu artık beyazın.

    Mükemmeldi şairem anlatıma hayran kaldım vesselam.