Şizofrenik Sancılarım 1

Çıldırmaya ramak kalmış,
Yarı çıldırmış, yarı sarhoş
Attım kendimi sokaklara
Ama bir anda koşmaya başladım,
Engel olamadım kendime
Gözüm hiç birşey görmüyordu,
Ne bir insan, ne bir duvar, ne başka birşey
Saf ve alabildiğince büyük,
Kırılgan bir siyah vardı
Görebildiğim tek şeydi siyah
Ve o en sevdiğim renk,
Her yerdeyken beni mutlu edemedi
Ya da gördüğüm değildi,
Yaşadığım körlükten ibaretti
Durdum,
Duvara 250 km/h ile çarpmış gibi,
Dağıldım, parçalandım, savruldum
Hiç bir parçamı bulamıyorlar etrafta,
Bende dahil
Ya kayboldum, ya da öldüm
Bir ihtimal çıldırdım, ve sancılıyım
Bir yeri kesermiş gibi,
Hissediyorum acısını kalbin
Son nefesini veren ihtiyarın,
Nefes alışı gibi, atışı kalbimin
Sebepsiz yaşamaya bile razıyken,
KAYBOLUYORUM!
Ya bir uçurumdan düşüyorum aşağıya,
Ya da yuvarlanıyorum
Büyük zararlar almışım
Yüzüm bana ait değil,
Bu bir maske olmalı!
Burda bir ayna var,
Görünütüsü bana ait değil!
Hayır, bu ben değilim
BU BEN DEĞİLİM!
Bağırıyorum, boğazım yırtılırcasına
Sesimin yankılandığını duydukça duvarlarda,
Inatla reddediyorum, bu ben değilim
Sonra tutmayan frenler gibi,
Duramıyorum
Yumruklarımı savuruyorum duvarlara,
Parçalanıyor, kanıyor ellerim
Canım acıyor
Beni sakinleştirecek bir başkası yok,
Gece üstüm açılırsa, kendim örtüyorum
Benim daha farklı düşücelerimde olmuştur zamanında,
Elbet olmamıştır sadece kendime zararım
Mutlak sebep olmuşumdur başka yaralara

Bayır aşağıya salınan bir bozuk para gibi,
Başlıyorum koşmaya
Kimse yok yine etrafta
Gözlerimden damlalar akıyor,
Donuyor yanaklarımda
Hava soğuk, yada ben sıcağım
Ya donuyorlar yanaklarımda,
Ya kuruyorlar
Ama üzüldüğümü hissedemediğim,
Acıyı bile tadsız yaşadığım bir yerdeyim
Burkulan bir yüreğim vardır belki,
Hissedebilsem, bileceğim gerçekleri
Herşey siyah, ben yarı çıldırmış, yarı sarhoşum
Hiç birşey tam değil,
Mutlak herşey eksik
Acaba delirdim mi?
Içimde birşeyler bulunmaya değer mi?
Ve burası neresi
91 Şiddetinde sallanıyorum yalnızlığımla
Beynime şiş geçirilmiş misali,
Ağrılar saplanıyor, gözlerim yanıyor,
Ve uyanıyorum
Uyanıklığımın pek bir farkı yok aslında,
Yine eksiklerim var
Mesela, adını hatırlamadığım bir SEN varsın
Tanıyorum seni bir yokluk hissi ile
Evimdeki duvarların, adını seslendirdiğini hayal ediyorum
Yoklar aslında, hiç bir zamanda olmadılar
Ama duvarlar dostlar
Kimi zaman, ben oturur anlatırım,
Onlar susarlar
Elime bir kalem alıp, duvarlara kaş göz çizdim
Gorup duyanlar, beni deli sanmasınlar
Biliyor musun, son zamanlarda o kadar önemsemiyorum adını
Çünkü adını bilmediğim bir his var içimde,
Adsızlıklar çok
Boşversene zaten, kendi ismimi bile unutuyorum çoğu zaman
Yağmur yağıyor dışarıda ve adsızsın sen
Ama aklımdasın, aklımdan çıkmıyorsun
Yerini bilseydim, belki sana koşardım (kim bilir, ama koşardım)
Ben çok güçsüzüm, koşamam ama uyurum
Ben uyuyunca, salak saçma yerlerde koşuyorum (çok hızlı koşup duramıyorum)
Belki bir gün, tam akıllı olur,
Sana koşarım
Burada galiba hiç gündüz olmuyor
Gün rengini unutur gibiyim
36 gün önce dışarı çıkmıştım en son,
Gördüklerimi hatırlamıyorum
Ama belki yarın dışarı çıkarım,
Belki bir daha evi bulamam
Kaybolmak güzel birşey olabilir,
Aslında hiç kendinde değilken,
Kendinde kendine yabancıyken
Kendinde reddettiklerin çokken
Mübbet yaşıyorsun hayatı,
Kurtuluşsuzluğa kelepçeli
Çocukluğunu özlüyorsun, (unutmasam bende özlerdim)
En çokta güldüğü zamanları
Ama ya hiç bir şey hatırlamıyorsan,
Hatırladıklarında tam değilse?
Koşabilir mi herkez, hayallerinin ardından?
Ben uyursam, koşarım
Seni de özlüyorum aslında,
Saçlarının uzun olduğunu hayal ediyorum
Sana sarılır mıydım acaba? (ona sarılır mıydın fakir)
Belkide, bir zamanlar yaşam sebebimdin,
Kim bilir, şimdi de böyle olmamın sebebi (kim bilir, birgün bana biri söyler belki)
Sancılıyım senden yana
Sen hiç duvara kafa attın mı?
Kaşın gözün yarıldı mı?
Kim bilir, birgün içinden geçer belki,
Aman yapma, benim gibi kan-revan içinde kalma (ben gerizekalıyım)
Ben bu evde, bir orman adamı gibi yaşıyorum,
Saçım sakalım birbirine karışmış
Gülücüğün sadece kelime anlamını biliyorum (gülücük, insanın mutlu anlarındaki yüzüne taktığı maskedir)
Seni hatırlamak, bir kaç yüz bin soru işaretiyle
Ne kadar aci, ne kadar yazık
Sokak lambalarına sorsam, bana adını fısıldar mı?
Yada kaldırım taşlarına
Sarhoşluğumu sana borçluyum,
Şişliklerimi duvarlara
Belki bir gün ölürüm,
Belki o gün yakındır
Mutfaktaki tüpü açık bıraksam, ölür müyüm?
Birgün yokluğum farkedilip, gömülür müyüm?
Peki sen, ya sen üzülür müsün?
Ya ben üzülür müyüm öldüğüme, çok canım acır mı?
Ama belki ölünce, sancılarım diner
Ya da ölünce belki adını hatırlarım

Bu yazdıklarımı çok seviyorum,
Ve yüzlercesini
Belki bir gün bunları duvarlara okurum,
Kendimi iyi hissedebilirsem
Güler eğleniriz, makara yaparız
Alttan kısık bir hüzünlü melodi gülüşüyle,
Kahkahalar atarız falan
Neyse, ben iyiyim
Biraz da soru işaretliyim
Belki, ben uykumda koşturuken,
Sen, gece açık bıraktığım pencereden girip,
Yazdıklarımı okuyorsundur
Gerçi okusaydın, adını yazardın;
Adın Ne Senin: boşluğuna
Ama vazgeçmedim,
Sana seslendiğim 327 bu kağıdımda
Şimdi uyusam daha iyi,
Belki rüyamda adını görürüm

Adın Ne Senin:?

11 Mart 2011 20 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar