Solgun Zaman

zamanın soldurduğu nice canlarımıza sevgi, özlem ve hasretle ...





...
...



bir eylül rüzgarıydı ellerin
oysa çok zamandır kış gelmişti saçlarıma
zamanı durdurmak istemiştim
hem de ne çok
yapraklar gibi savrulurken


ellerimde mor krizantem mevsimleri vardı
sadece sevdamıza yürüyorken
uzak iklimlerden koparılmış
bir kaç gül solgunu gün
gözlerinde yağmur ıslağı bir akşamsefası
biten gün değil hayatların ölüm kokusu
ve yalnızlık


sessiz bir kaderin çığlıklarında
gözlerimiz şimdiden ararmış gibiydi
hatırla
henüz sıcaklığı soğumamıştı dokunduğun her yerin
anne özlemi gibi oturmuştun işte öylesine yüreğime
nice hazin yıllardan geçmiştik
solarken gözlerinde ışığımı aradım işte
mevsim mevsim gülümseyişlerini


yalnızlığımı o yağmurlu mevsimde
omuzlarına verdiğim o gri paltoda unuttum
ona sarıldım
saçlarının kokusunu özlediğimde
küstüm yağmurlu kaldırımlara
ayak izlerini sildiler diye

oysa gitme yanımda kal demiştim sonsuza kadar
beni bir garip aşık bildiler ayrılık melekleri
dinlemediler birlikte söylediğimiz şarkımızı
seninle en son el ele gezdiğimiz sokakların kandilini söndürdüler
şimdi sadece ellerim /iz
eylül trenleri ve biz


uzaklaşıyoruz git gide
bir film karesine gözlerini aksettirdim
yalnız bulutlar gibi savrulduğum bir başka alemde
sensizliğin derin kaybolmuşluğunda dağınık hatıralar
gitme yanımda kal diyorum hala
alıştıramadım kendimi gittiğine


düştün en derinime
zaman durmuş olmalı ve sen
gitmemiş olmalısın
yollara çık şimdi uzaklarda da olsan
aynı gökyüzüne bakarken
tut ellerimi
ayırmadan gözlerini gözlerimden
gözyaşında donan bir alacalı kelebeğim ben
yüreğindeki en derin hatıraları seyreden
sakın gözlerini kırpma


yağmuru bekleyelim
solan yapraklarını ömrümüzün savururken rüzgar
adımızı fısıldarken hasretlerine
ölüm gibi
gülümseyelim birlikte


penceremdeki yüzüne gülümsüyorum ah
işte kırılan vazo hala orada
dökülen küllerimdi
ölüm bana göre bir tren garında
öptüğüm yanaklarından sildiğin gamzelerindi
gözyaşıma düş şimdi
ne yangın var içimde ne buzuldan bir şehir
sürüklenen bir papatyayım ben
olduğum yerde ama kilometrelerce
geri dönüp gelirsen
birlikte yaktığımız mumları bulacaksın
o çiçekli merdivenlerde
mermerlere damlamış gözyaşı izlerimde
toprak anaya kavuşmuş ellerimi

...
...

düşsün artık kirpiklerinde donan kelebek
gözlerini kırp şimdi ...















Şiiri bütünüyle birlikte kaleme aldığım değerli şair dostum Ayşegül Aşkım Karagöz' e minnet ve teşekkürlerimle ...
Ayşegül Aşkım Karagöz & Mert Yiğitcan
17 şubat 2017

19 Şubat 2017 60 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar