Son B/ölüm

Hayat bir oyun ve oyalanma ise
Oynanan son oyun ölümdür biline...

Nasıl gökyüzünde kayan yıldızlar gitmezse bilinmeze
İşte aynen ölüm de, yokluğa gömmez öyle...

Aşina olduğun yüzler solunca bir bir
Ve sevdiklerin son sefere çıkınca gün be gün
Sen de çözersin, o vakit ölüm bilmecesini
Sen de beklersin, elindeki kat'i biletin seferini...

Neden idrak etmemekte ısrar edersin?
Doğum gibi hakikattir ölümün.
Söküp atarsan içindeki ebedi yaşama ödemini
O zaman bulursun faniliğine teskini...

Önce hakkını ver diri olmanın
Yaradan'a her nefeste şükürle,
Sonra huzurla gözlerini kapayasın
Ötelerden gelen davetle...

Son bölüm oynanıyor belki de
İnanmak istesen de, istemesen de.
Ruhun bir ip gibi çekilince cesedinden
Son nefesinle ölüm geçer üzerinden...

Gel gör; gerçeğin çıplak halini,
Törpülenen ömrünün toprağa bakan yüzünü,
Dünya da gönül verdiğin şeylerin
Ötede anlam ifade etmediğini...

Kimse yakıştıramaz sana ölümü,
Bari sen yakıştır, ölüm gelmeden;
Hoş tebessümlerle karşılamayı bilmeyi
Bari sen yakıştır, hayatın her anını
Son bölüm gibi değerlendirmeyi...

29-01-2013

30 Ocak 2013 181 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 11 yıl önce

    dünden inciler seçkisi için teşekkür ederim...Bu şiir, acı gerçeğin yüze vurulması şeklinde kaleme alındığından okuyucunun keyfini kaçırmıştır. Ölüm hakikati her dile getirildiğinde mutlak surette keyiflerde çatlama meydana gelir ve yüzler buruşur...Oysa güneş gibi ayan olan doğum gibi mukadder ölüm, her daim hatırda tutulmalı ki, yaşamımızda yalpalamalar daha az olsun ve dünyaya bağlılığımız bir ağaç altında dinlenme mesabesinde olsun...Kalemim kurumadığı ve ömrüm devam ettiği müddetçe ölüm hakikati üzerine şiirler ve denemeler yazmaya çalışacağım...her ne kadar keyifler kaçsa da...