Son Eylül
Son eylül akşamında yardan ayrı
Gözlerim gece karanlığında derin bir ufukta
Eylül düşüyor gözlerimde
Hayallerim yorgun, düşlerim daha kırılgan
Beklemekteyim seni belki gelirsin bu son eylül de
Son eylül bana oldu hazan
Karşı penceremde bakmaktayım her zaman
Belki yolun dönen köşesinde seni görürüm
Başka mevsim, başka baharda
Evimin penceresinde karanlığa bakan
Eylül düşlerin keskinleştiği noktada duruyorum
Geceleri düşünü kurardım,
Gündüzleri kalabalık caddelerde
Yalnız dolaşmak
Ensemden alnıma akan
Vahşi bir gururla yürürdüm sensiz kaldırımlarda
Yürüyorum bana doğduğun bu son eylül akşamında
Yürüyorum bahtıma sürülmüş son bir tarlada
Canıma sürülmüşse de karalar
Yürüyorum bu son eylül akşamında
Soluğu kesilmiş kavşaklarda
Yorgun kaldırımlar benim yürümemden aciz
İlk yürüyen ben değilim bu yollarda
Ucuz bir akşam vakti kendimi dışarıya atsam
Her yılın sonbaharın yürüyebilsem
Seninle bu son eylül akşamında
Yürümemin yorgunluğunu yaşasam
Yorgun bedenim
Aciz, beni anlamakta beynim
Kim bilir yarın ölüm düşer payıma
Kim bilir yarın belki son bir gün
Son bir kez görürüm gecesini gülümün
Belki son eylül son bir düştür yaşamım
Belki de kırık camında gerçeğe dönüşür yüzün
Ama yine de kelebeklerim uçuşur usulca
Konacak bir çiçek bulmak
Kanat çırparlar bu son eylül akşamında
virane olmuş bahçelerim
evimin tozlu kokusunda gömülmekteyim
kelebekler uzaklaşıyor sessizce ruhumda
Masallara küsmek elden değil bu eylül akşamında
beklemiyorum gökten ne düşecek bahtıma
bekliyorum işte geçsin bu sonbaharım
siliyorum enginlerdeki mavilerimi
en mavisinden hayallerimi süslüyorum
Gecenin en ıssız karanlığında bu son eylülde seni bekliyorum
geceleri parlayan yıldızlar
Gündüzleri yıldızlar düşüyor denizlerime kum taneleri gibi
sessiz çığlıklarım gözlerimin derinliklerinde anlaşılıyor
sen yoksun
gözlerin yok
Kokun yok
Sessin sıcaklığını hissetmiyorum ensemde
ben ağlıyorum bahtıma
nasıl diye sorma bana bu son eylül akşamında
bir kalem nasıl tükeniyorsa
tükenmekte bu cüzamlı yaşamım
gözyaşlarım can veriyor kalemim
gözyaşlarım düşmeden daha yere
siliyorum hayallerimin maviliklerini
en mavisinden düşler kuruyorum
her yerimi bir yalnızlık sarıyor, ruhumu sıcaklık
Yalnız düşlerin kurduğum bu evimde
Sarı yapraklar düşecek evimin penceresine
Yatağımızın sıcaklığına
Yalnız bedenimin soğukluğu bırakıyor
Bu güz gülleri akşamında
İçimdeki yalnızlığı
29 EYLÜL 2011