Son Yalvarışın Ardından
Yokluğunun kelepçesini taktılar bileklerime dün
Zaman beni tutukladığı gibi fırlattı ışıksız bir yörüngeye
Kendi kendimi yargıladım,çıkamadım işin içinden.
Sevdanın acı hıçkırıklarına veremem direncimi
Tutuna-tutuna duvarlardan bu karanlıktan kurtulmalı
Gasp edilmiş sabahlarımı fethetmeliyim
Savaşı kazanmış sevdamı sarıp-sarmalayıp göğsüme
Dağlar devrilmeden üzerime gözleri ela güzel
Yem olmadan
Talan olmadan
Daha fazla soyulmadan yüreğim
Yokluğuna takılan kelepçeyi kırıp bileklerimden
Alnımın akıyla çekip gitmeliyim...
10.06.2010/Gebze
Dostluğumuz şarap tatında ve güzelliğinde olan şair... Sana şiirinle ilgili iki kelam etmek isterim. Belli ki, karmaşık ve zorlu duygular içindesin. Buna bir diyeceğim olamaz. Ama sen sen ol, ne kendine ne de bir başkasına kahretme... Ne yazmıştı Nazım usta; "Ne tahir olmak ayıp ne de zühre olmak" "Sen elmayı seviyorsun diye elmanında seni sevmesi şart mı?" :))))