Sonbahar Celseleri

Kırlangıçlar küstüler yuvalarına zamanla
Anlatılmıyor hüzün birikintilerine
Aşk kokusunu yitirmiş toprağın grisi
Neden mutsuz
Neden ayrılık tonunda denizin gizli mavisi

Anlamsız
Dilsiz
Seyyar merhabalar kalabalık
Ardı sıra kalkan vapurlar yalnızlık
Şehir neden omuzlarında insanın bir yük
Sorulmuyor uzun yollara, neden
Anılarıyla kaçar insan sırtını mutluluğa dönüp
Anımsaması zor
Fotoğraf karelerinde uzanan
Canlı renkler kadarken sokak lambaları
Sorulmuyor çıkmazlara, neden diyeler
Anlatması çok güç

Geri dönmek zorunluluğunda mı insan duvarlarına
Soğuk iki büklüm mısralarına
Şair ayazıyla yanarken loş şiirler ruh ikindilerinde
Gece kalkan cenazeyken ten
İnsan unutmak için de aldatır mı kendini bazen
Yutkunması zor
Çatırdayan umut çatılarının altında kalmıyor
Hiçbir sürgün

Gözlerinin feri bildiğin
Bildiğin derinliğin yankısının susması
Şehre uğramayan bir şafak neşesi misalidir
O ilk an, o ilk tutkular
Örselenenince sevda çiçekleri
Usta bir tiyatrocu misali tebessüm eder
Solgundur aslında tüm sahneler
Oyun devam etse de bir gün çaresizce biter
Al/kışı yoktur ömrün

İki ayrı esintidir yitirilenler
Birbirine sağır kalan odalar misali
Yıllanmış şarap tadıyla sarhoş eder insanı eylül
Ayık kalması zordur, neden diye soramazsın
Kilitlidir ölüm
Sancılıdır sonbahar celseleri
Ayrılığa bir bütün

Aşk iki ayrı yoldur
İki ayrı gün

26 Mayıs 2012 200 şiiri var.
Yorumlar