Sonbahar Ve Aşk

I.

Eylül ayının son günüydü,
Gökteki mavilik yerini siyah-beyaz bulutlara bırakmıştı,
Çiseliyordu yağmur belli aralıklarla yeryüzüne...

Parktaki ağaçlar,
Evlatlıktan reddedip bırakmıştı yapraklarını yol kenarlarına,
Rüzgar kaldırıyordu her birinin yasını,
Taşıyordu sanki,
Dalından düşen her bir yaprağın cesedini
Faili meçhul cinayetlerin,
Adı gibi meçhul toplu mezarlıklarına...

Ağaçlar soyunmuştu hayasız bir kadın gibi,
Havanın keskin soğukluğuyla sevişircesine
Ve üşümeyi unutmuşlardı çoktan...

Tabiat,
Sanki bir cenaze merasimine hazırlanmıştı tam teşekkül,
Bir ömrün tükenişinin trajedik provasını yapıyordu;
İki parmağımın arasına sıkıştırdığım sigaramdan dökülen her kül...

Ve sen geliyordun karşıdan,
Yüzünden hiç düşmeyen o cennetvari tebessüm,
Işık saçıyordu...

Güneş bulutların arkasına çekilmiş,
Emekliye ayrılmış yaşlı bir devlet memuru gibi,
Gözlerine devretmişti tüm tecrübesini...

Kalbim nabzıma vuruyordu,
Damarlarımda dolaşan hayalinin sıvılaştırılmış halini,
İçimde var oluşunun daha hızlı çarpıyordu göğsüme...

Saçların dalgalanıyordu,
Okyanusun tenine dokunup,
Tutunamayan,
Yüreği yaralı bir rüzgarın uğultulu sancıları eşliğinde.

Gittikçe yakınlaşıyordun,
Annesinin memesiyle buluşan bir bebeğin dudaklarındaki sevincini
Bütün varlığımla yaşıyordum, her bir hücremde...

Sen geliyordun...

Ben baba oluyordum sokak çocuklarına,
Hiçbir terkedilmişliği bırakmıyordum kendi dünyamda...


II.

Ve geldi o,
Uzattım soğuk ellerimi avcuma aldım tüm sıcaklığını,
Gözlerinin içine baktım,
Hiç konuşmadık,
Oturduk bir banka,
Uzun uzun susarak anllattık birçok şeyi..
Sonra döndü bana, ve dedi;

-Beni sevdiğini söyler misin?

- Hayır söylemem, dedim.

Sustu,
Dudaklarını büzdü ve somurttu yüzünü.
Bir sigara yaktık,
İçtik....
Birden elinden oyuncağı alındığı için ağlamaktan yorulmuş küçük bir kızın ses tellerine değen
hüzünlü bir nefesin taşıdığı soruyu ısmarladı kulaklarıma;

- Neden söylemiyorsun? dedi,

Tuttum iki elini, baktım gözlerininde gördüğüm cennetin ufkuna ve dedim;

- Kime "seni seviyorum" dediysem çekip gitti, sebebsiz...
Gitme'sen, sussak yanyana bir ömür boyu ölesiye nedensiz...

08 Ekim 2011 300 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 12 yıl önce

    çok hoş olmuş... tebrikler...

  • 12 yıl önce

    ..yoğun duygusunda imgeleri ne güzel anlatılmıştı öyküsel şehir içi sonbahar..finali bağlayan mısra tezat gibi dursa da..

    • Kime "seni seviyorum" dediysem çekip gitti, sebebsiz...''

    sevildiğini bilen bir kadın'a söylenir mi bilmiyorum..teşekkürler bayram bey..tebrikler...