Sorma Beni Kimseye
Yıllar yılı sevdâna perçinledin gönlümü,
Sorma beni kimseye sinemdeki köze sor.
Yâdına getirip de dinlemedin gönlümü,
Sorma beni kimseye, hazândaki güze sor.
Gönül çelen ağacı dökerken yaprağını,
Sılayı rahim diye özlerken toprağını.
Binbir çiçek bitiren haram ettin dağını,
Sorma beni kimseye, kavlimizde söze sor.
Yusufun özleminde kalırken Kenân eli,
Târ-ü mar edip gelen seylâbın ârim seli.
Gül kokunu yüklenip gelmezse sabâ yeli,
Sorma beni kimseye, ateşinde öze sor.
Ağıtlar yakılırken bi-hakkın ölüşüme,
Hayâline haykırıp buz tutan gülüşüme.
Nöbetleri tutarken ateşinde üşüme,
Sorma beni kimseye, tezene'de saza sor.
Yüce dağlar aşırıp bıraktığın şaşkını,
Münbit di bahçelerim haketmedi taşkını.
Zümrüd-ü anka ile göndermedin aşkını,
Sorma beni kimseye, kul ettiğin naza sor.
Ahu gözlü marala büyülenip de kanan,
Nemrudun ateşinde yalnız benmiydim yanan.
Mihricân vurmuş bağda serçe kuşuydum inan,
Sorma beni kimseye, şahinine baza sor.