Şovalye Ve Ipek Saçlı Prenses
bir volkan patlıyordu
kaf dağının ötesinde
karanlıklar ülkesinin şovalyesi
sihirler ormanında cesurca at sürüyordu
yetişmek için
ipek saçlı prensesine son demde
nazarlar,büyüler,tuzaklar arasından
tek başına gidiyordu hemde.
ipek saçlı prensesin kavalyesi
bataklığa gelince at inip yürüyordu
peşinden ise son bir umut sürüklüyordu
güçlü bileklere kelepçe yakışmaz
seven bir yüreğe ayrılık ne demek?
günlerdir at süren bu yiğide
cehennem ateşinden var edilmiş
aşka nefret besleyen kötü bir melek
bulutlar üzerinden kötülük okları atıyordu
gecenin sürpriz doğum sancısı
sürprizlere gebe hayatın rahminde
şekillenen vuslata
şovalyenin altın kabzalı kılıncından süzülen kanlarda
mazinin şah damarından süzülen
kanlar damlıyordu