Soy Ağacı
bülbülün çilesi dilindendir
içtiği su kezzapsa eğer
düşündümde sonraları
lal oluşum bundanmış meğer
her mevsim başka yöne savruluyorum
serzenişlerim isyan dokuyor
hazan yapraklarına sarılarak
hep sen gittin vefasız
bu karanlık odadan
kapının tokmağını gıcırdatarak
şimdi bilirim seninde için rahat değil
boğazında düğümlenen hıçkırık benim
kulaklarında sesimin buruk tınısı
göğsüne kışlara gebe kalan
kırağı düşmüş saçlarımın telleri eser
dudaklarında özlemimin ateşi,nefesini keser
ayazlar vursa,yıldırımlar düşse de soy ağacımıza
gözlerim ve kalbim
körelmiş sevdamızı bilemekle meşgul hala
yeniden tutar bendeki bu sadakatla
aşka çaldığım kutsal maya
yaşlansa da dev çınar,terketmem soy ağacını
kemirmesin kurt diye besler,veririm ben ilacını