Sözcükle Sevişmek
ben  aşk  pergeliyim
 bütün açıları sana açık  
acıları   ayrılıkta  kesişen   
yüreğimde saplandıkça   bakışının  bir ucu,   
şiiri  kanımla  yazarım ben     
seni  yalnız  sözcüklerle sevmeliyim
bu, en saf sevişmedir:
Fransa İhtilali görmemiş  sokaklarındaki
panzerlerin demirinde  dövülmüş
giyotin bakışlı  robototlar  kadar   
avamdır
 Hürriyet Meydanın'da 
İstanbul- Paris'in kara taşları; 
bendeki aşktan sendeki gözlerden  
uzaksa bir şiir
ve içine gül koyduğum  sözcükler 
rehbersiz gezerken 
kimse anlamazdı sözcükle sevişme dilini
başını aşk celladına veren  Kamelyalı Kadın   
ağzında  kan        
anlatamadan uzanır yüreğimize yorgun 
 
sözdür  aşkın  yaratanı 
şairin  yürek dokusundaki   cehennem  mavisinden   
ateşte  pişen  bu  dua ;
aşka  amin olsun ki 
sana   vuruldu  sevdanın  mührü  
sözcükler  ibadet ediyor sana   
 söz yalvarırdı  tan öncesi niyazında 
 geleceksen    mayıs olsun da  gel
 doğduğuma değsin aşk
 
 
 aşkın gölgesi yüreğe  eşit olduğu vakit 
söz ,seccadesinde dil :
 
sen dudağı  kırmızı 
 karanfil
ve   mimozadan   çiçek 
gel ,aşkım    
 çiçek dalında 
  arı kanadında
 papatyanın göbeğinde sevişelim gel
  güneşin altında
  kuşun yanıbaşında
    çimenin üstünde en yeşil cennetimize soyunup
 
  
     sen külli olmayan bir cüz'sün 
    sen  bırak 
    sözcüklerim 
   düğmeni çözsün
 
 sana yanıt veremeyen   dilin kılınsın  namazı
tenini ışıtmayan    günün doğması  zevaldir yeryüzüne 
gecenin bekleyişine , yazık ateşine  Kureyşa çölün    
  aşkın  sorusuz yanıtsız ve nedensiz 
 sözel sınavıdır; 
 sevişmek   bu, 
  dudakların 
  kırmızı  mürekkepli olsun ve karanfil  kokulu 
 ellerim önsözüdür bedenimin 
 en gizli sırlarımı    gör  ve oku
 nasıl sıcak akar  bakışlarımdaki sevinç  gözlerine
 dudağına sunduğum ak köpüklü sularla
  
   
 mesela  geceliğini soymasını   gecelerin 
  teninde sözü  dudak sıcağına  ayarlamasını 
  kıvranan  ateşin   sesinde    
 tüllerini sıyırmayı    ay yüzünden mehtabın 
     
se
vi
yo
ru
m'u 
  
birleştirmeyi yüreğinde
öğrenmelisin sözcükle sevişmenin dilini










sadece mükemmel
Hareli bir yaşam düşü, Hareli bir yaşam düşüşü gibiydi, Seni sevmek....
Bir pergelin kanlı,soğuk Batıvermesi gibiydi, Kalbimin kızıl gülüne...
Döndün etrafımda, Döndün zehir zemberek... Bin bir kez döndün... Suya atılmış bir taşın etrafında, Dönüyormuş gibi döndün... Bir masala yakalandım, Masalla yağmalandım ben, Başım döndü. Perg-el gibi dönüşünden ...
Bir resim çıktı ortaya... Sular serin ve kırmızı... Etrafımda dönüşün nedendi ki? Perg-elim, Elim!
Beni sonsuz yaptın... Ne kadar açılırsa bacakların... İşte o kadar sonsuz yaptın... O kadar kanattın!
Har-e(y)ledin beni.. Yar-eledin beni... Kalbim göçük altında kaldı.
Bana geldiğinde, İkimiz bir olduğunda işte, (bu masaldı inandığım... Asal buydu! Asıl buydu ! ! Yandığım...) Ve kanattığımızda, Aşk denilen, Yorgun gülü.... Sıfır noktasından, sonsuzluğa giden, Bir değil,bin bir ölüm oldu... Yüreğime en az iki kez çivilendin sen!.. Kördüğüm oldum... 12-mart-2010-where do the birds fly?
Yanılmışım Sait Abi, Düşününce aşkı ve pergel benzetmesini ,ki;aşk her daim hareketlidir....Aklıma dün gelenden başka bir resim düştü....Giderek büyüyen halkaların içinde kalan kalbiniz gibi mesela.....KİMİ ZAMAN UZAKLAŞIP,KİMİ zaman yaklaştığında bile,etrafınızda dolaşan ve sizi hareleyen bir aşk geldi aklıma....En uzak durduğu noktada aşkı sonsuzlaştıran bir pergel ucu.....aşkı sonsuz kılan....En yakın noktasında ise,sizi aşkla bütünleştirip,yok eden bir sevmek geldi aklıma...Dünkü yorumum sanırım ruh halimle ilgiliydi...sanki dönmezmiş gibi geldi pergel,kendi etrafında...Bu da sorgulanmalı elbet....neden iki ucu hareketsiz ve en uzak noktada bıraktığım..Bir şiir yazdım sonra....Sürş-ü lisan ettiysem,affola....
Bir gayrete geldim...elimden geldiğince bişeyler yazacağım şiirleriniz için...erteleme sebebimi de biliyorsunuz zaten...Ya güzel olmazsa,ya sahte olursa,ya anlamlı olmazsa diye hep erteledim...size yakışan birşey olsun istedim,yazdığım yorum. ben aşk pergeliyim bütün açıları sana açık acıları ayrılıkta kesiişen
Açıkçası,bir pergelin en büyük açısı 180 derece olur ki,o zaman da iki uç birbirinden o kadar uzak olur ki...O yüzden bu benzetmeniz çağrışımsal olarak yürepğime uygun düşmedi...Umarım haddimi aşmamışımdır...Öte yandan aşağıya yazdığım dizeleriniz;bir aşk duası ki;gerçekten amin dedirtiyor bizlere...Sevgimle... sözdür aşkın yaratanı şairin yürek dokusundaki cehennem mavisinden ateşte pişen bu dua ; aşka amin olsun ki sana vuruldu sevdanın mührü sözcükler ibadet ediyor sana.Haklısınız en saf sevişme sözcüklerle olanıdır.İster çoğul,ister tekil görünsün.sözcüklere fısıldarız aşkımızı,derdimizi.tıpkı suya söylermiş gibiGerçi su akıp gider,kanla yazılan şiirse her daim kalbmzde.....
bu kadeh icmeye bilene bu yol gitmeyi bilene bu savas savasmayi bilene bu siir sevismeyi bilene...