Şu Üç Günlük Ömür

Bu dünyaya fazlayım galiba
Varlığım bir beddua mı acaba,
Bilemezdim
Hayat bir facia imiş bir facia
Neresinden tutsam
Bir işe yaramıyor icabı icabında
Gel de yaşa şimdi doyasıya
Doya doya,
Bir hiçe olta attım
Yalnızlık çıktı karşıma
Ne kadar gitsem kaçamıyorum
Varmak neye ki fayda
Ben bende kalıyorsam hep
Kalıyorsam daima
Şu
Üç günlük ömrün hatırında,
İnanmayacaksın belki de
Ben de bir yalanım senin gibi hala
Gerçek acaba hangi kapının ardında
Açılıp açılmaması zaten bir muamma,
Hakikata ambargo koydum yokluğunda
Bir işe yaramıyor zamansız zaman
Geçip gitmekten başka,
Başımı iki elimi arasına aldım
Baka kaldım umutsuzluğun arkasından
Can damarından vurulmanın
Başka bir şekli bu anlaşılan,
Umrunda olsam da olmasam da artık
Ne fayda
Nihayetinde sensiz her şey boş
Her şey boşuna
Şu
Üç günlük ömrün sonbaharında,
Can tanem dedim sana
Can tanem dedim imkansız bir aşkın bahtına
Yüzüstü kalmakmış kaderim her halükarda
Yine unutmam unutamam
Aklımdasın her anımda
Her ortamda,
Meğerse kalbe giren
Çıkmazmış çıkamazmış
Sonsuzluğa atılan bir imza gibi
Yaşıyor yaşıyorsun orada,
Yokluğun dahi bir çare değil
Hiç bir çare
Var iken vuslata özlem ve hasretlik
Şu
Üç günlük ömrün çarkında...
* Berlin, 27.09.2025