Suçlu Günahkar Dilenci Müptezel

bir mahkeme kuruluyor,
yanmış ekinlerin ortasında.
çatısı yok!
savcı sağır,
hakim kör,
avukat şeytan!

kanunları kahraman katiller,
ve meşhur zorbalar yazmış bir vakit.
sonrakilerinse fikri hep sabit!

müebbet alıyorum!

yanmış ekinlerin ortasında,
bucağı görünmeyen bir istikamette,
ellerimde kelepçe,
yürüyorum!
seyre gelmiş üç beşi.
her yüzde seni görüyorum!

bir papaz çıkıyor önüme,
yolumu kesiyor birdenbire.

''demek sevdin bile bile!
bu günahın bedeline
katlanacaksın öyleyse!''

aforoz ediliyorum,
gönderiliyorum sürgüne!
ve yüne sen varsın her hükümde!

ne garip,ne büyük acı...
islediğim cürüm de sensin,
cezamı kesen de sen...
tuhaf,sana yollanıyorum!

rüya mı bu?
kapatmalıyım gözlerimi.
bu koku...
bu haksızlık duygusu...
ve hislerime yapılan sorgu...
sonlanmalı!
uyuyup düne uyanmalı!

ana rahmindeyim!
öyle kıvrılmışım.
bir soğukluk var içimde.
senden sürüldüğümden mi?
bir soğukluk var,
sarmış her yanımı!

kalkıyor gözkapaklarım
sisli ve yağmurlu
betonarme bir caddeye uyanmaktayım.
üstüm başım hırpani...
belki aylardır yıkanmamışım.
çöktüğüm kaldırım kenarı...
kaldırıp başımı bakıyorum.
gelip geçenlerde senin yüzün!
hep seni görüyorum!

tanrım,dileniyorum,
avuçlarım boş...
senden seni dilenen,
yine ben oluyorum!